Hava Taşımacılığında Küresel Trendler ve Stratejik Yönelimler, Ayberk Tutkun, Editör, Nobel Yayınevi, Ankara, ss.49-78, 2025
Bu bölümde, yapay zekâ teknolojilerinin havacılık sektöründe insan-makine etkileşimini nasıl dönüştürdüğü çok boyutlu bir çerçevede ele alınmıştır. Makine öğrenimi, derin öğrenme ve doğal dil işleme gibi yapay zekâ bileşenlerinin kokpit otomasyonu, hava trafik kontrol sistemleri, teknik bakım süreçleri ve yolcu deneyimi gibi operasyonel alanlara entegrasyonu ve sektördeki görev dinamiklerine yer verilerek bir dönüşüm sürecinden bahsedilmiştir. Bu dönüşüm yalnızca teknik işleyişi değil, aynı zamanda insan performansını, karar alma süreçlerini, bilişsel yük dağılımını ve psikososyal etkileri de kapsamaktadır. Açıklanabilir yapay zekâ, etik sorumluluk, yapay zekâya güven ve kabul gibi kavramlar insan-makine etkileşiminin sürdürülebilirliğini belirleyen temel faktörler olarak öne çıkmaktadır. Özellikle pilotlar ve hava trafik kontrolörleri gibi yüksek sorumluluk gerektiren rollerde teknolojik sistemlerin karar alma üzerindeki etkisi, insan özerkliği ve mesleki sorumluluk çerçevesinde dikkatle değerlendirilmelidir. Geleceğe yönelik öngörüler doğrultusunda, yapay zekâ sistemlerinin havacılıktaki rolünün daha da artacağı açıktır. Ancak bu gelişmenin emniyet, etik ve performans boyutlarında dengeli biçimde ilerleyebilmesi için insan merkezli tasarım ilkeleriyle yönlendirilmesi gerekmektedir. Sonuç olarak, yapay zekânın havacılıkta etkin ve kabul gören bir bileşen hâline gelebilmesi, yalnızca teknolojik gelişmelere değil, aynı zamanda insan faktörüne duyarlı, şeffaf ve hesap verebilir sistem tasarımlarına da bağlıdır.