Bilge Kültür Sanat, İstanbul, 2020
Sekiz saatlik bir romandır Yabancı Bedenler. Bu sekiz saat boyunca roman
kahramanı Gaspard, kendini anlatmak ister karşısındakine. Yerinden
kalkmasına izin vermez, dinlemek zorunda bırakır, çünkü buna ihtiyacı
vardır. Şafak sökmeden her şeyi anlatmalıdır.
En başından başlayarak çocukluğunu, gençliğini, aşklarını, Paris'e gelişini
anlatır. Alman işgaline uğramış Fransa'da, Bordeaux'da geçmiştir bu yıllar.
Anlattıklarına bakılırsa hırsızlık, kaçakçılık, muhbirlik yapmıştır ama hep iyi
niyetlerle. Gaspard hep masumdur, suçlu başkaları.
Savaş bittikten sonra işgalden kurtulmuş ülkedeki yeni düzen, kendisini
pek hoş karşılamaz. Hayatını yeniden kurması gerekir, Paris'e gider. Acaba
istediği gibi olacak mı bu yeni hayat? Yeni bir aşk bulur Gaspard, kaptırır
kendini bu aşka. Bitmesini istemeyeceği kadar güzeldir, mutludur nihayet,
ama ya bir gün bitmesi gerekirse, ne yapacaktır Gaspard?
XX. yüzyıl Fransız romancılığının önemli fakat gölgede kalmış isimlerinden
Jean Cayrol'un bu romanı, Fransa'nın Alman işgaline uğradığı ve
sonrasındaki yıllarda geçer. Yazarın kendisi de toplama kampında üç yıl
geçirdikten sonra sağ olarak kurtulabilmiştir. Fakat romancının buradaki
odak noktası, savaşın kendisi değil, savaş sonrası Fransa'dır. Yazarın kendisi
de bir ihbar sonucu tutuklanmıştır ve bu romanda kendini, esaretini,
ölümden kurtuluşunu değil, tam da karşı tarafta duran, bir işbirlikçinin, bir
suçlunun hikâyesini ya da hikâyelerini, gerekçelendirmelerini
okuyabiliyoruz.
Albert Camus'nün 1942'de yayınlanan kült romanı Yabancı'ya da göz kırpan
Yabancı Bedenler, böylesine ağır bir temayı, keyifle hatta yer yer
gülümseterek okutmayı başarıyor.
Romanın ekinde, ünlü yönetmen Alain Resnais'nin Gece ve Sis belgeselinin,
Cayrol tarafından kaleme alınmış metni de okura sunulmuştur. Kamp
tecrübesine içerden verilen en sarsıcı seslerden biridir bu metin, aynı
zamanda yazarın dediği gibi bir alarm zilidir.