INTERNATIONAL CONGRESS OF ISLAMIC ECONOMY, FINANCE AND ETHICS, İstanbul, Türkiye, 29 - 30 Nisan 2017, ss.30
Amerika Birleşik Devletleri ipotekli konut sektöründe, 2006 yılı sonunda yaşanan çöküş dünya ekonomisinde yeni bir dönemi başlatmıştır. 2004-2007 yılları arasında ortalama yüzde 4,3 büyüyen dünya ekonomisi, 2008-2015 yılları arasında ortalama yüzde 2,2 seviyesindeki büyüme oranında takılıp kalmıştır. Bir yandan gelişmiş ekonomiler, parasal genişleme, düşük faiz oranları ve diğer teşviklerle ekonomilerini canlandırmaya çalışırken diğer yandan gelişmekte olan ülkeler global konjonktürün olumsuz etkilerinden korunabilmek için benzer ülkelerden kendilerini olumlu ayrıştırma telaşına girmişlerdir. Dünya ekonomisi hala zayıf yatırım, ticaret ve büyüme ile mücadele etmektedir. Bu kasvetli global iklime karşın Türkiye, kriz yönetimi tecrübesi ile gelişmekte olan ülkeler liginde olumlu izlenim vermektedir. Türk bankacılık sektörü, ekonominin kilit gücü olmakla birlikte, Uluslararası İstanbul Finans Merkezi projesi için adımlar atılırken, finansal sistemin daha derin ve daha zengin hale getirilmesi gerekmektedir. İngiltere’nin finans merkezi olma vakasından hareketle, katılım bankacılığının çeşitlendirilmiş ürün havuzu ile geleneksel bankacılığa daha fazla katkı yapabileceğini ve sermaye piyasalarının da geleneksel ürünlerine ilave olarak İslami finansal ürünleri kapsamına alarak daha geniş bir yatırımcı kitlesine ulaşabileceğini belirtmek mümkündür. Daha derin ve zengin bir finansal sistem bir yandan reel sektörü desteklerken bir yandan da ekonominin konjonktürel düşüşlere karşı direncini artıracak ve büyümeye katkı sağlayacaktır.