I. Viral İnfeksiyonlar ve Bağışıklama Simpozyumu , İstanbul, Türkiye, 19 - 21 Eylül 2024, ss.145-147, (Tam Metin Bildiri)
Amaç
Solunum yolu infeksiyonlarında hastaneye yatış ve ampirik antibiyotik tedavilerin başlanması sık görülmektedir.
Yüksek oranda viral etiyolojiye rağmen, antibiyotik reçete oranının %60’ın üzerinde olduğu bildirilmiştir. Sık görülen
solunum yolu viruslarını içeren testlerin, antimikrobiyal yönetim için yararlı bir araç olduğu savunulmuştur. Bu
hastalarda uygunsuz antibiyotik kullanımının hangi hasta gruplarında sık olduğunu ve viral solunum yolu panellerinin
(VSP) bu kullanımına etkisini incelemeyi amaçladık.
Gereç-Yöntem
Merkezimizde 1 Ocak-1 Ağustos 2024 tarihleri arasındaki Bio-Speedy® Solunum Yolu RT-qPCR MX-24 Panel
testinde en az bir virus için pozitiflik saptanan, >18 yaş hastalar çalışmaya alındı. Hastaların verilerine retrospektif
olarak ulaşıldı. Kültürlerinde bakteriyel etken olmamasına ve BT’sinde bakteriyel infeksiyon lehine infiltrasyon
saptanmamasına rağmen antibiyotik alan hastalar, uygunsuz antibiyotik kullanan gruba alındı. Solunum sıkıntısı,
SpO2 oda havasında <%93 olması, bazalinde oksijen alan hastanın oksijen ihtiyacının artması veya solunum sayısının
>24/dakika olarak tanımlandı. Toraks bilgisayarlı tomografi (BT) bulguları, radyologlar tarafından değerlendirildi.
Virus dağılımı, uygunsuz antibiyotik kullanım oranları ve bu hastaların özellikleri, VSP sonucundan sonraki antibiyotik
kullanım oranları incelendi.
Bulgular
Çalışmaya yaş ortalaması 50,7±19,9 olan, 88 (%49,7)’i kadın, 89 (%50,3)’u erkek olmak üzere toplam 177 hasta alındı.
En sık saptanan ilk iki viral etken; influenza A (%25,4) ve rhinovirus/enterovirus (%24,8) olmak üzere diğerlerinin
dağılımı ve klinik özellikleri Tablo 1’de gösterilmiştir. Bakteriyel koinfeksiyon 26 (%14,7) hastada saptandı, kalan
151 hastanın 73’ünde (%48,3) uygunsuz antibiyotik kullanımı mevcuttu. Kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH)
olanların %87,8’inde, toraks BT viral pnömoni bulguları olanların %97,1’inde, solunum sıkıntısı olanların %88,9’unda
ve yoğun bakım ünitesine (YBÜ) yatış gerekliliği olanların %100’ünde uygunsuz antibiyotik kullanımı mevcuttu.
Uygunsuz antibiyotik kullanan hastaların %90,4’ünün prokalsitonin düzeyi <0,25 ng/ml’ydi. VSP sonucundan önce
ortalama antibiyotik alma süresi 2,47±1 gündü. VSP sonucundan sonra hastaların yalnızca 9’una (%5,9) antibiyotik
devam edilmişti, bu hastalardaysa ortalama antibiyotik alma süresi 3±1 gündü.
Sonuç:
KOAH, malignite tanıları, solunum sıkıntısı, BT’sinde viral pnömoni bulgusu ve YBÜ ihtiyacı olan hastalarda başlangıçta
uygunsuz antibiyotik kullanımının daha yaygın olduğu görüldü. Bu hastalarda dahi, VSP sonucuyla antibiyotik
kullanımında belirgin azalma görüldü. Bu hastaların büyük bir kısmında özellikle tanıda yardımcı olabileceği düşünülen
prokalsitonin düzeylerinin <0,25 ng/ml olması, antibiyotik kullanımını belirgin engelleyememiştir. Bulgularımız,
ayaktan hastalardan ziyade, özellikli hasta gruplarında VSP kullanılmasının uygun antibiyotik kullanımına faydalı
olduğuna dikkat çekmektedir.