Current Approaches on Communication, Philosophy and Social Services, Tüfekçi N., Editör, Lap Lambert Academic Publishing, Balti, ss.18-45, 2017
Özet
Modern çağın başlangıcı sayılan Vestfalya Barış Antlaşması uluslararası siyasal dengeler ve diplomatik ilişkiler açısından tarihsel bir dönüşümün simgesini oluşturmuştur. 15 Mayıs 1648’de imzalanan barış antlaşması, Vestfalya Sistemi olarak adlandırılan ‘egemen ulus-devlet’ anlayışını güçlendirmiştir. Bu dönemden itibaren uluslararası ilişkilerde devletler temel oyuncu rolüne bürünmüştür. Bu şekilde inşaa edilmeye başlanan modern uluslararası yapılanmanın, 1960 yılı sonrasında BM bünyesindeki İktisadi İşbirliği ve Gelişme Teşkilatı (OECD) faktörünün kalkınma yardımları çerçevesinde, daha düzenli bir döneme girdiği söylenebilir. İkinci Dünya Savaşı sonrası tarihsel süreçte devinim kazanan kalkınma yardımları, günümüz dünyasında devletlerarası işbirliğini geliştirmeyi hedeflemektedir. Ağırlıklı olarak da, gelişmekte olan ülkelerin kalkınma süreçlerine destek olmak ve acil sorunlarına çözüm bulmak amacıyla sağlanan yardımlar ile yatırımları kapsamaktadır. Küresel aktör olmayı hedefleyen ülkeler için de stratejik önem taşımaktadır.
Bugün kalkınma yardımları çerçevesinde, demokrasi, insan hakları, yaşam kalitesinin iyileştirilmesi, yönetişim gibi çağdaş dinamikler daha ön planda tutulmaktadır. Bu gelişmeye Amartya Sen’in ‘Özgürlükle Kalkınma Kuramı’nda geliştirdiği ‘Kapasite Yaklaşımı’nın yarattığı tartışmaların katkıları büyüktür. Türkiye’nin de bu alanda büyük bir ivme katettiği, özellikle son Küresel İnsani Yardım Raporları’na göre de en çok insani yardım yapan ülkeler arasına girdiği anlaşılmaktadır. Bu çalışmada da, Türkiye’nin söz konusu küresel perspektifte, sürdürülebilir kalkınma yardımları çerçevesinde yürüttüğü humaniter diplomasi politikalarının argumentatif bir yöntemle irdelenmesi amaçlanmış bulunmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Küresel Barış, Demokrasi, İnsan Hakları, Küresel kalkınma Yardımları, Humaniter Diplomasi, BM, OECD, Türkiye
Abstract
Westphalia Peace Treaty, which is considered to be the beginning of the modern era, is a symbol of historical transformation in terms of international political balances and diplomatic relations. The peace treaty signed on May 15, 1648 strengthened the 'sovereign nation-state' concept called the Westphalia System. From this period onwards, states have become the main actors in international relations. It can be said that the modern international structure that started to be constructed in this way, after 1960, the factor of Economic Cooperation and Development (OECD) within the UN has entered a more regular period in the framework of development aid. Development aid, which has gained momentum in the historical process after World War II, aims to develop interstate cooperation in today's world. It mainly includes aid and investments to support developing countries' developing processes and to address their urgent problems. It is also of strategic importance for countries that aim to be global actors.
Today, contemporary dynamics such as democracy, human rights, improving quality of life and governance are on the forefront in the framework of development aid. The contribution of the discussions created by Amartya Sen's 'Capability Approach' developed in the theory of ‘Development As Freedom’, to this development is great. It is also seen that Turkey has made great progress in this area. In particular, according to the latest Global Humanitarian Aid Reports, it is understood that Turkey is among the most humanitarian countries. In this study, it is aimed to examine the humanitarian diplomacy policies that Turkey carries out in the framework of sustainable development aid in global perspective with an argumentative method.
Keywords: Global Peace, Democracy, Human Rights, Global Development Aid, Humanitarian Diplomacy, BM, OECD, Turkiye.