Uygurca töŋürge, Moğolca döŋge, Anadolu Ağızları töŋge Hakkında


Creative Commons License

ÖLMEZ M.

Dil ve Edebiyat Araştırmaları, sa.22, ss.37-51, 2020 (Hakemli Dergi)

Özet

Eski Uygurca, bir yandan Eski Uygur yazıtları öte yandan Orta Asya Budist kültür çevresiyle beslenen bir dildi. Sınırları elbette bundan ibaret değildi. Söz varlığı açısından Manihaist-Soğudcadan Nesturî Hristiyanlığına varan geniş bir kültür çevresi vardı. Temel sözvarlığını Uygurca (~ Ortak Türkçe) sözler oluştursa da Toharca üzerinden alıntılanmış Sanskritçe sözler, Çince sözler, az da olsa öteki komşu dillere ait sözler oluştururdu. Alıntı sözlerle birlikte tahmini 20 000 kelimeye yakın (Osmanlıca ve Çağatayca hariç) zengin bir söz varlığı vardı. Dolayısıyla sözvarlığı açısından tarihî dönem Türk dillerinin en zengin üç dilinden birisiydi. Yaklaşık 400 yıllık bir dönemi kapsayan Eski Uygurca için başlangıç ve bitiş dönemini 10-14. Yüzyıllar olarak alabiliriz. Ancak son dönem, 13. yüzyılın ortalarından başlayan dönem en başta idarî dilde Moğolcanın etkisi görülür. Yine aynı dönemde Tibet Budizmine ait eserlerin de Uygurcaya çevrilmiş olması dolayısıyla Tibetçe sözler de Uygurcada görülür. Uygurların İslamiyeti kabulüyle Soğud kökenli yazı bırakılıp Arap kökenli, Farsça eklentili alfabe kullanılmıştır. Ancak Uygurların Soğud kökenli eski alfabesi Moğollar arasında bugüne kadar kullanılmıştır. Uygur harflerini kullanmaya başlayan ve Uygur Budizminden etkilenen Moğollar çok sayıda Uygurca kelimeyi de ödünçlemişlerdir; bugün Uygurlar ve öteki Türk kavimleri arasında unutulan bazı sözlerin Moğolca aracılığıyla hayatta kalmasını sağlamışlardır. Öte yandan Moğolların bir dönem Anadolu’ya hakim olmaları ile çok sayıda Moğolca sözcük, bir ölçüde de Türkçe sözcük (geri ödünçleme yöntemiyle / reborrowing - Rückentlehnung) Anadolu Türkçesine girmiştir. İşte bu yazıda yine bu tür sözcüklerden birisi olduğunu sandığım Uygurca töŋürge ve onun Moğolca ile Türkçedeki şekillerine değineceğim.