Türkiye Ziraat Odaları Birliği Yayın Organı Çiftçi ve Köy Dünyası, no.252, pp.50-52, 2005 (Non Peer-Reviewed Journal)
Türkiye, 1999’da Avrupa Birliği’ne(AB) aday üye olmasını izleyerek 17.Aralik.2004’de, 3.Ekim.2005 için üyelik müzakeresi tarihi almış, 3.Ekim’de Türkiye ile AB arasındaki çeşitli sorunların çözümü için mütabakat sağlanarak çerçeve anlaşması imzalanmış ve müzakere aşaması başlamıştır.
Türkiye’nin 1959’daki başvurusu ve 1963 Ankara Ortak Üyelik Anlaşması’nı izleyen çok uzun bir tarih boyunca, işte bu 3.Ekim.2005’te üyelik için müzakerelerin başlaması Türkiye ile AB arasında en önemli köşetaşını oluşturmuştur.
Sektörler arasında en güç ve en uzun müzakere konusunun tarım sektörü olacağı kesindir.
Şimdi, bu kısa konuşmada önce Türk tarımı ve kadın çiftçilerin konumu ve bu konudaki son gelişmeler özetlenecek, bunu izleyerek AB’ye uyum sürecinde Türk tarımının yeniden düzenlenmesi ve küçülmesi ve bu süeç içinde kadın çiftçilerin konumunun ne olacağı ele alınacaktır.
Bu sorunun cevabının, çok ciddi belirsizlikler nedeniyle, kesin olmaktan çok uzak olduğunu ve iyimser senaryolar yanında kötümser senaryoların da söz konusu olabileceğini daha şimdiden vurgulamak isterim.
Türkiye, 1999’da Avrupa Birliği’ne(AB) aday üye olmasını izleyerek 17.Aralik.2004’de, 3.Ekim.2005 için üyelik müzakeresi tarihi almış, 3.Ekim’de Türkiye ile AB arasındaki çeşitli sorunların çözümü için mütabakat sağlanarak çerçeve anlaşması imzalanmış ve müzakere aşaması başlamıştır.
Türkiye’nin 1959’daki başvurusu ve 1963 Ankara Ortak Üyelik Anlaşması’nı izleyen çok uzun bir tarih boyunca, işte bu 3.Ekim.2005’te üyelik için müzakerelerin başlaması Türkiye ile AB arasında en önemli köşetaşını oluşturmuştur.
Sektörler arasında en güç ve en uzun müzakere konusunun tarım sektörü olacağı kesindir.
Şimdi, bu kısa konuşmada önce Türk tarımı ve kadın çiftçilerin konumu ve bu konudaki son gelişmeler özetlenecek, bunu izleyerek AB’ye uyum sürecinde Türk tarımının yeniden düzenlenmesi ve küçülmesi ve bu süeç içinde kadın çiftçilerin konumunun ne olacağı ele alınacaktır.
Bu sorunun cevabının, çok ciddi belirsizlikler nedeniyle, kesin olmaktan çok uzak olduğunu ve iyimser senaryolar yanında kötümser senaryoların da söz konusu olabileceğini daha şimdiden vurgulamak isterim.