İlahiyat Yayınevi, Ankara, 2024
İnsanlık tarihi kadar eski olan müzik, ilk günden şu ana kadar insanın her an
yanında olagelmiş ve de ruhunu beslemeye aralıksız olarak devam etmiştir. Bu
ayrılmaz iki olgunun, -ruh ve müziğin- karşılaşmasını, kainatın yaratılmasından
öncelere götüren ve ruhun ilahi bir sese muhatap olduğunu, güzel sese ve melodilere
olan ünsiyetin ve rağbetin o ilahi buluşmadan neşet ettiğini savunan bilginler vardır.
Böylece bu ilahi sesleri kavramaya çalışan, keyfiyetine vakıf olmaya çabalayan
insanoğlu, pek çok müzikal ürün ortaya koymuş ve de gerek nazari gerekse tarihsel
süreci ele alan pek çok eser vermişlerdir. Doğu dünyasında felsefeciler müziği riyazi ilimler arasında ele alıp eserlerinde
müziğe yer ayırmışlardır. Kindi, Edvar üst başlığı altında onlarca kıymetli eser ortaya
koyan alimlerin ilki olmuştur ve onu pek çok müzikolog, filozof takip etmiştir. Batı
ise, doğu müziğini anlayabilmek adına şarkıyatçı müzikologlar eliyle pek çok doğu
müziği araştırmaları yapmıştır. Çalışmamıza konu olan eser de bu kapsamlı
çalışmalardan biridir. Eserde Arap müziği tarihi, erken dönem müzisyenlerin
biyografileri, kendileriyle meşhur olmuş eserlerin güfteleri, hayatlarından önemli
sahneler yer aldığı gibi aynı zamanda bir batılının doğu müziğine olan bakışını ve eseri
Fransızcadan Arapçaya tercüme eden doğulu bir müziklolog olan İskender Şefun’un
müellife olan cevapları yer almaktadır.