Diyanet İşleri Başkanlığı Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü, pp.40, Ankara, 2013
Modernizm kavramı, Aydınlanma düşüncesi
ile gerçekleşen entelektüel dönüşümün ortaya çıkardığı dünya görüşünü,
dünyevileşme ve demokrasi temeli üzerine yükselen bilimci, akılcı, ilerlemeci
ve insan merkezci ideolojiyi ifade etmek için kullanılır. Modernizm girdiği
her toplumun inanma ve yaşama tarzını, insanı tanımlama biçimini, toplumsal
yapıyı, üretim ve tüketim alışkanlıklarını, yönetme ve yönetilme anlayışını
mahiyet olarak değişikliğe uğratarak vücut bulmaktadır. Onun bireyci,
özgürlükçü ve aklı önceleyen bilimselci yapısı toplumların ve bireylerin ahlâkî
değerlerinin de akıl merkezli belirlenmesini doğurmuştur. Ne var ki ikinci
Dünya Savaşı ile birlikte ortaya çıkan toplumsal, siyasal ve ekonomik şartlar modernizmin
ürettiği kavram ve değerlerin yeniden ele alınmasına neden olmuştur. Akla yönelik
sorgulamalar, bilimin statüsüne yönelik kuşkucu yaklaşımlar ve ilerleme gibi
aydınlanmacı kavramların geçerliliğine yönelik itirazlar modernliğe yönelik
huzursuzluklar olarak belirmeye başlamıştır.
Bugün, modern
anlayış; dünyamızın karşı karşıya olduğu savaş, sömürgecilik, gelir dağılımı
adaletsizliği, açlık, fuhuş, uyuşturucu ve çevre felaketleri gibi çok ciddi
sorunlar bağlamında, sert bir biçimde sorgulanmaktadır. Mevcut sorunlar ahlâkî
değerlerin yitimi dolayısı ile de irdelenmektedir. İnsan hak ve özgürlükleri
gibi dünyanın üzerinde anlaştığı evrensel değerler de dahil olmak üzere bütün
ahlâkî değerlerin, modernizm olarak adlandırılan dünya görüşü tarafından,
kişisel çıkarlara veya güçlü toplum ve gurupların menfaatlerine hizmet eden
araç değerlere dönüştürülmesi bu eleştirilerin odak noktasını oluşturmaktadır.
Bu bağlamda modernizmin
tükenmişliğine, birey, dünyevileşme ve ulus-devlet anlayışı ile toplumu
çökerten yapısına eleştirel bir perspektif olarak postmodern bir sürecin
başladığı düşünülmektedir.
Modernizme karşı ciddi eleştiri ve sorgulama yürütenlerden
biri de Polonya asıllı bir Yahudi olan Zygmunt Bauman’dır. Bauman, gerek modernizmin
meydana getirdiği değişim ve bu değişimin toplumsal sonuçları üzerine yaptığı
incelemeleri, gerekse modern aklın yarattığı uygarlık ve kültürel birikime
ilişkin eleştirileriyle ve özellikle de modernizmin ahlâk anlayışını
eleştirmesi ile ön plana çıkmış çağdaş bir Batılı düşünürdür. Modernizme
getirdiği ahlâk merkezli eleştirileriyle modernlik ile postmodernlik arasında
duran bir yazar olarak da nitelendirilmektedir. Bu nedenle, “Modernizm ve Ahlâk
ilişkisine Çağdaş Yaklaşımlar” konusunda hazırlanan bu rapor çalışmasında yer
yer Charles Taylor ve Ross Poole’un
görüşlerine yer verilmekle birlikte daha çok Zygmunt Bauman’ın modernizm ve
ahlâk ilişkisine postmodern perspektiften getirdiği yaklaşımlar eserlerinden
hareketle incelenmeye çalışılmıştır.
Rapor bir giriş ve
iki bölüm olmak üzere üç kısımdan oluşmaktadır. Giriş bölümünde modernizmin kavramsal çerçevesi ve temel parametreleri kısaca
belirtildikten sonra modernizme bir tepki olarak şekillenen postmodern yaklaşımın
Zygmunt Bauman tarafından nasıl anlaşıldığına değinildi. Birinci bölümde
modernizmdeki temel ahlâkî anlayışlardan olan faydacı ahlâk ile ödev ahlâkı
hakkında genel bilgiler verildi. İkinci bölümde ise Zymund Bauman’ın modernizme
ve onun ahlâk anlayışına getirdiği eleştiriler ile postmodernizm bağlamında
serdettiği ahlâkî yaklaşımlar, modernizm ve ahlâk ilişkisine çağdaş yaklaşımlar
bağlamında ele alındı. Yaptığımız bu rapor çalışmasının, görevi “İslâm Dininin
inançları, ibadet ve ahlak esasları ile ilgili işleri yürütmek, din konusunda
toplumu aydınlatmak ve ibadet yerlerini yönetmek” olan Diyanet İşleri
Başkanlığı’nın modern dünyada var olan ahlâk anlayışları ile bu anlayışlara
getirilen eleştirileri değerlendirmesinde faydalı olacağı kanaatindeyim.