Türk Dil Devrimi ve Amerikan Dil Planlaması: Mukâyeseli Bir İnceleme


ÇİÇEKLER A. N., CAN T., YILMAZ M. Y.

Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi, cilt.58, sa.2, ss.323-343, 2018 (Hakemli Dergi)

  • Yayın Türü: Makale / Tam Makale
  • Cilt numarası: 58 Sayı: 2
  • Basım Tarihi: 2018
  • Dergi Adı: Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi
  • Derginin Tarandığı İndeksler: TR DİZİN (ULAKBİM)
  • Sayfa Sayıları: ss.323-343
  • İstanbul Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Her toplumda iyi eğitim almış insanların telaffuz, cümle kurma ve ifade

biçimleri örnek alınarak hazırlanan dilsel biçimler toplumda bütünleştirici bir rol

oynamaktadır. Sosyo-politik ihtiyaçlara bir cevap olarak ortaya çıkan “Dil Planlaması”,

devletleşme ve uluslaşma süreçlerinin etkin ve önemli bir unsurudur. Tıpkı Türk

Dil Devrimi’nde olduğu gibi dil planlaması ulus-devlet kurma sürecinde ortaya

çıkmakta, belli bir ülkenin dilsel olarak homojenleştirilmesini hedeflemektedir. Dil

politikası uygulamaları bir seferlik olabileceği gibi problemlere kısa süreli çözümler

getirebilir veya uzun süreli amaçları benimseyebilir. İşte bu çalışmanın amacı da

Amerika Birleşik Devletleri’nde uygulanan Dil Planlaması olgusunu Türk Dil Devrimi

ile karşılaştırmaktır. ABD’de uygulanan dil planlaması Avrupa’dan gelen ve farklı

dil konuşan göçmenlere, Amerikan Devleti’nin kolonileştirmek suretiyle kendi

topraklarına kattığı ve farklı dil konuşan toplumlara, Yerli Amerikalılara ve ABD’ye

köle olarak getirilen Afrikalı – Amerikalılara yönelik olarak farklılık göstermektedir.

Bu bağlamda, bu çalışma her iki ülke tarafından dile yapılan müdahalelerin -bazı

yönlerden benzerlik taşımakla birlikte- birbirlerinden önemli ölçülerde ayrıldıklarını

ortaya koymaktadır. Örneğin, ABD’de Avrupalı göçmenlere yönelik politikalar daha

çok “bütünleşmeye” (integration) yönelik yapısal asimilasyon olarak uygulanırken,

Afrikalı – Amerikalılara yönelik dil politikası bir nevi “evcilleştirme”ye (domestication)

yönelik davranışsal asimilasyon olarak uygulanmıştır. Türk Dil Devrimi ise doğrudan

bütünleştirmeye odaklanmıştır.

 

The linguistic forms, which are distilled from the pronunciation, sentence formation,

and expression of well-educated people, play an integrative role in society.

Language planning, as a response to socio-political needs, is an effective and

important element of the processes of state building and nationalization. Just as in

the Turkish Language Revolution, language planning emerges in the process of a

nation-state formation, aiming at linguistic homogenization of a particular country.

Language policy practices can be one-off or short-term solutions to problems, or

they can adopt long-term goals. In this respect, the aim of this study is to compare

the phenomenon of language planning in the US with the Turkish Language

Revolution. The language planning in the US, directed at European immigrants,

differs from its applications towards people from colonies, for Native Americans,

and for African-Americans. Thus, this study shows that the interventions made by both countries have similarities as well

as differences, in some aspects, but they are quite distinct from each other. For instance, while policies towards European

immigrants in the US are more commonly applied as structural assimilation regarding “integration,” the language policy

for African-Americans has been implemented as behavioral assimilation regarding “domestication.” The Turkish Language

Revolution is focused directly on integration.