Roman Olup Çingene Kalmak, Ürer, L., Editör, Melek Yayınları, İstanbul, ss.25-50, 2012
Romanlar, devleti, belli bir toprağı, ortak bir dili ve dini olmayan ama ortak ve özgün
bir kültür taşıyan, bu nedenle bir kısım ülkenin azınlık olarak tanıdığı, bir kısmının ise
tanımamaya devam ettiği, belli bir toprağa ve devlete bağlı olmadığı için de azınlık olarak sayılması daha çok kültür temeline dayanan, bu nedenle de çok kendine has bir topluluktur.
Tüm dünyada olduğu gibi Avrupa’da da yoğun olarak ve uzun zamandır yaşarlar. Bu nedenle
aralarında kendilerini bir çok Avrupalı halktan daha Avrupalı sayanlar vardır. Yerleşim olarak
bakılacak olursa bunda doğruluk payı olabilir fakat bugün Türkiye’nin AB üyeliğinin önüne
çıkarılan ‘Avrupalı olmama’ bahanesinin ardında yatan hayali ‘Avrupa kimliği’, Romanlara karşı da Avrupa’da bir dışlama ve önyargı olmasına neden olur.
AB’nin Romanlara yaklaşımı bütünleşmeci bir çizgidedir. Romanların azınlık statülerini kabul etse de Romanlara yönelik politikaları etnik kimlikleri üzerinden değil, üye ülkelere olan vatandaşlık bağları temelinden, bireysel sosyal katılımınlarını artırmak üzerine kuruludur. Bu bakımdan çokkültürlü politikaların temel şartı olan grubuna karşı bağımsız hareket edebilecek yeteneğe sahip bireyler oluşturmayı amaçlar. Azınlık kültürlerini tanıması ve azınlıkları ayrımcılığa karşı koruması bakımından da çokkültürlü liberal toplum oluşturma yönünde küçük de olsa gelişim içinde olduğu da söylenebilir.