Türk Periodontoloji Derneğ 53. Bilimsel Kongresi ve 31. Bilimsel Sempozyumu, Antalya, Türkiye, 7 - 10 Kasım 2024, ss.38
Giriş ve Amaç: Dental implantlarının başarısı, yalnızca kemik-implant arayüzündeki başarılı bir osseointegrasyona değil, aynı zamanda implantların çevresinde yeterli ve stabil yumuşak doku entegrasyonuna da bağlıdır. Fonksiyonel ve estetik sonuçlar açısından optimal doku miktarı henüz kesin olarak belirlenememesine rağmen, 'yeterli keratinize doku genişliği ' için ≥2 mm önerilmiştir*. Bu dokuyu oluşturabilmek için son yıllarda çeşitli teknikler tanımlanmıştır ve otojen greftler (bağ dokusu greftleri ve serbest dişeti greftleri gibi) hâlâ en iyi çözüm olarak kabul edilmektedir. Bu vaka serisinde kliniğimize başvuran hastalara uygulanan serbest dişeti greftlerinin boyutlarının, greft yatağı ve iyileşme sonrası greft boyutları ile olan ilişkisini inceleyip hasta morbiditesi açısından optimum boyutu bulmayı amaçladık.
Materyal ve Metot: İmplant çevrelerinde ağrı ve plak birikimi şikayetleri ile başvuran ve peri-implanter keratinizde dişetinde eksikliği olan hastalara otojen serbest dişeti grefti planlandı. Tüm implantların çevresinde keratinize dişeti boyutuna, plak ve kanama indekslerine bakılmıştır. Ameliyat sırasında implantların mesio-distal mesafesine göre yatak genişliği bu mesafenin 1.5 katı ve uygulanacak greft boyutu da greft kenarından 1 mm mesafe kalacak şekilde planlanmıştır. Kontrol seanslarında implant çevresi plak skoru, kanama skoru, yeni oluşan keratinize doku (KT) genişliği ölçülmüştür.
Sonuç: Keratinize dokunun azlığı tüm hastalarda plak birikimi ile pozitif olarak ilişkilendirildi. Plak ve kanama indekslerinde tüm kontrollerde azalma gözlendi. Greft boyutları 1. hastamızda planlandığı ölçülerde kalmıştır. 2. hastamızda ise implant yüzeyinde sert doku eksikliğine bağlı olarak 1. ay kontrolünde implantın apikalinde kalan dişetinde haricinde greft dokusunun varlığı belli olmaktadır. 2. aydaki iyileşmede özellikle öndeki implant çevresinde keratinize alanlar dikkat çekmektedir. Dokunun stabilitesinin tam sağlanamamasına rağmen hasta konforunda ciddi bir artış görülmüştür. Son hastamızda implant çevresinde yeterli keratinize doku bandı oluşmasına rağmen greft dokusu bütünlüğünü koruyamamıştır. Buna rağmen hasta konforunda bir artış gözlenmiştir.
Introduction and Aim:
The success of dental implants depends not only on successful osseointegration at the bone-implant interface but also on adequate and stable soft tissue integration around the implants. While the optimal amount of soft tissue for functional and aesthetic outcomes has not been definitively determined, a "sufficient width of keratinized tissue" of ≥2 mm has been recommended*. Various techniques have been described in recent years to achieve this tissue, and autogenous grafts (such as connective tissue grafts and free gingival grafts) are still considered the best solution. In this case series, we aimed to examine the relationship between the dimensions of free gingival grafts applied to patients in our clinic, their graft beds, and post-healing graft dimensions, and to determine the optimal size in terms of patient morbidity.
Materials and Methods:
Autogenous free gingival grafts were planned for patients presenting with complaints of pain and plaque accumulation around implants and a deficiency of peri-implant keratinized gingiva. The width of keratinized gingiva, plaque index, and bleeding index around all implants were evaluated. During the procedure, the graft bed width was planned as 1.5 times the mesio-distal distance of the implant, and the graft size was determined with a 1 mm margin from the graft edges. At follow-up sessions, plaque and bleeding scores around the implants and the width of newly formed keratinized tissue (KT) were measured.
Results:
A lack of keratinized tissue was positively correlated with plaque accumulation in all patients. A decrease in plaque and bleeding indices was observed in all follow-ups. In the first patient, the graft dimensions remained as planned. In the second patient, due to hard tissue deficiency on the implant surface, graft tissue was visible apical to the gingiva near the implant during the 1-month follow-up. By the 2-month follow-up, keratinized areas around the anterior implant were particularly notable. Although tissue stability was not fully achieved, significant improvement in patient comfort was observed. In the last patient, although a sufficient band of keratinized tissue formed around the implant, the graft tissue did not maintain its integrity. Despite this, an increase in patient comfort was noted.