Şarkiyat Mecmuası, no.38, pp.67-87, 2021 (Peer-Reviewed Journal)
In
the beginning of the 20th century, imperialistic invasion and
intervention was the main factor for the establishment of modern Korean
consciousness and resistance to outside forces. Multifaceted research shows
that this imperialistic era coincided with the period in which Korean women
also acquired a modern consciousness for themselves.
There exists a notable historical
significance of women in regards to fostering modern consciousness and nation
building efforts during the Korean Independence
Movement. Despite being under a feudalistic social structure whereby
tradition, religion and a conservative thinking constituted a male
dominant society, women’s power can be recognized through their achievements in
such difficult times of foreign intervention. This study strives to focus on
the role of Korean women in regards to the Korean independence movements
against the Japanese imperialism. Not only did women hold a significant role in
Korea’s independence movements, but they also took part in the foundation of
democratic movements which eventually established a republic. Thus, this study
strives to research such points by taking a look at women’s actions and roles
in restoring domestic sovereignty and establishing a modern democratic
government.
XX. yüzyılın başlarında dış güçlerin Kore’yi işgal ettiği dönemde gerçekleşen
kadının modernleşme süreci hakkındaki araştırmalar, Kore kadınlarının
‘vatanperverlik’ ve ‘milli şuur’ altında modern bir bilince sahip olmalarını
sağlamakla birlikte bu sürecin Kore bağımsızlık hareketinin tarihi ile kesiştiğini
göstermektedir. Kore toplumunun modernleşme sürecinde çelişkili sistemin
değişimini öne sürerken aynı zaman zarfında Koreli kadınlar, milletin bu
buhranlı döneminde kurdukları çeşitli vatansever dernekler ve eğitim faaliyetleri
aracılığıyla ülkeyi yabancı güçlerden kurtararak yeniden doğması için her
türlü fedakârlığı yapmıştır. Böylece kadınlar, eğitim hayatında ve aydınlanma
sürecinde erkeklerle birlikte ülkenin kaderini belirlemede etkin rol almalarının
gerektiği çağrısında bulunurken vatanı kurtarma çalışmalarının bir vatandaşlık
görevi olduğunun farkına varmışlardır. Ayrıca Batı’dan gelen modern fikirlerin
Kore’ye girmesiyle, kadınlar erkek merkezli Konfüçyüsçü normların var olan tek
yaşam tarzı olmadığı bilinci ile kadınların da eşit insanlar ve bireysel varlıklar
olduğu düşüncesinin altyapısı hazırlanmıştır. Bu tarihte Kore kadınlarının milli
mücadeleye aktif katılımı ve parçası oldukları sosyal hareketler, muhafazakâr
geleneğin hâkim olduğu Kore toplumunu şaşkına uğratmıştır. Kore kadınlarının
işgal güçlerine karşı ulusal egemenliği geri alma konusu ile bağımsızlık
hareketinde erkekler ile yan yana mücadele ettikleri dönem, çağdaşlaşma
düşüncesine bağlı olarak sistemleşme süreci olarak ifade edilebilir.