Akademik Veri Yönetim Sistemi
CONNECTIST-ISTANBUL UNIVERSITY JOURNAL OF COMMUNICATION SCIENCES, sa.59, 2020 (ESCI)
Sosyal medya bireylerin bilgilerini, fikirlerini, deneyimlerini paylaştığı ve bunları
başkalarına aktardıkları platformlardır. Siyasi aktörler de hedef gruplarının bu
mecralarda yer alması nedeniyle bu platformlarda seçmen kitlelerini artırmaya,
siyasete katılımı sağlamaya yönelik çalışmalar yapmaktadırlar. Özellikle genç
kuşakların televizyon, gazete gibi geleneksel medyalar yerine sosyal medya
uygulamalarını kullanmaları siyasi aktörler için sosyal ağları daha da önemli
kılmaktadır. Metin madenciliği ile bu ortamlarda farklı biçimlerde yer alan büyük
miktardaki verinin analiz edilmesi ve anlamlandırılması mümkün olmaktadır.
Bu çalışmada İstanbul Büyükşehir 23 Haziran 2019 seçimlerinde başı çeken iki
aday Binali Yıldırım ve Ekrem İmamoğlu’nun yürütmüş olduğu siyasal iletişim
stratejilerinde bir sosyal ağ uygulaması olan Twitter üzerinde söylemleri üzerinden
liderlik özelliklerinin belirlenmesi ve başarı sağlayan liderin izlediği stratejideki
hangi liderlik özelliklerini söylemlerinde kullandığı ve bunların siyasal iletişim
bağlamında yansıması analiz edilmiştir. Çalışmada yöntem olarak betimsel araştırma
modeli (Yıldırım & Şimşek, 2018, p. 239) karşılaştırma yaklaşımı esas alınmıştır. Nitel
ve nicel yöntemler bir arada kullanılarak karma araştırma desenleri de araştırma
içerisinde yer almaktadır. Aynı zamanda her iki adayın tweetleri üzerinden metin
madenciliği yöntemleri kullanılarak söylem ve duygu analizleri gerçekleştirilmiştir.
Yapılan “İddialılık-Duyarlılık Ölçümü” sonucunda Binali Yıldırım’ın literatürde
bahsedilen “Başarı Odaklı Liderlik” özelliklerini gösterdiği, Ekrem İmamoğlu’nun
ise “Destekleyici Liderlik” özelliklerini gösterdiği saptanmıştır. Liderlerin Twitter
üzerindeki paylaşımlarından yola çıkılarak yapılan “İddialılık-Duyarlılık Ölçümü”
sonucunda Ekrem İmamoğlu’nun her iki kategoride de Binali Yıldırım’a göre daha
iddialı ve duyarlı olduğu sonucu ortaya çıkmıştır. Liderlerin sözlük tabanlı olarak
yapılan duygu analizinde ise anlamlı bir farklılık olmadığını tespit edilmiştir.