Maliye Çalışmaları Dergisi, sa.63, ss.19-55, 2020 (Hakemli Dergi)
6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nda, Kanunu’nun da amacını
ifade eden, sermaye piyasasının güvenilir, şeffaf, etkin, istikrarlı, adil
ve rekabetçi bir ortamda işleyişinin ve gelişmesinin sağlanması,
yatırımcıların hak ve menfaatlerinin korunması için sermaye piyasasının
düzenlenmesi ve denetlenmesi amacıyla, sermaye piyasası suç ve
kabahatleri düzenlenmiştir. Sermaye piyasası suç ve kabahatlerine
vücut veren fiillerin bir kısmı piyasa dolandırıcılığı niteliğindedir. Bu
niteliği haiz fiiller için, Sermaye Piyasası Kanunu’nun 107. maddesinde
piyasa dolandırıcılığı suçunun iki türü hükme bağlanmıştır. Bu bağlamda
Sermaye Piyasası Kanunu’nun madde 107/1 hükmünde, işlem temelli
piyasa dolandırıcılığı suçunun; madde 107/2 hükmünde ise bilgi temelli
piyasa dolandırıcılığı suçunun kanunî tanımı yapılmıştır. Yer verilen bu
kanunî tanımlar incelendiğinde, mülga 2499 sayılı Sermaye Piyasası
Kanun düzenlemesinden farklı özelliklerin bulunduğu tespit edilmiştir. Bu
bakımdan piyasa dolandırıcılığı suçuna ilişkin yürürlükteki düzenlemenin
suç teorisi açısından irdelenerek mülga Sermaye Piyasası Kanunu ile
ortak ve farklı özelliklerinin ortaya konulması önem taşımaktadır. Bunun
dışında suç teorisi açısından yapılacak bir irdelemede, unsurlar açısından
suçun oluşmaması hâlinde ise Sermaye Piyasası Kanunu’nda düzenlenen
piyasa bozucu eylemlere yönelik hükmün uygulanması söz konusu
olabilecektir. Zira Sermaye Piyasası Kanunu’nun 104. maddesi uyarınca,
suçun oluşmadığı ve dolayısıyla cezaî yaptırım uygulanamadığı hâllerde,
aynı fiiller hakkında malî nitelikli idarî para cezası uygulanmaktadır.