Peyami Safa'nın Osmanlıca Hakkındaki Düşünceleri


ÇİTÇİ S.

SOSYAL BİLİMLER ARAŞTIRMALARI DERGİSİ, ss.239-258, 2011 (Hakemli Dergi)

  • Yayın Türü: Makale / Tam Makale
  • Basım Tarihi: 2011
  • Dergi Adı: SOSYAL BİLİMLER ARAŞTIRMALARI DERGİSİ
  • Derginin Tarandığı İndeksler: TR DİZİN (ULAKBİM)
  • Sayfa Sayıları: ss.239-258
  • İstanbul Üniversitesi Adresli: Hayır

Özet

 

Peyami Safa, harf inkılâbı ve Öztürkçecilik hareketleri basta olmak üzere dil konusuyla ilgili düsüncelerini hem ilmî hem de edebî eserlerinde ele almıstır. %lk
zamanlar harf inkılâbına karsı olmussa da bu yoldan dönüsün mümkün olmadıgını görünce, en azından Latin alfabesiyle birlikte Osmanlı alfabesinin de hem liselerde hem de üniversitelerde ögretilmesi gerektigini savunmustur. Dille ilgili düsüncelerinde de her zaman mutedil ve milliyetçi bir çizgide durmustur. İlk önce Genç Kalemlerin, 1923’ten sonra Cumhuriyeti kuran kadroların daha sonra ise Marksist-Leninst çizgideki
aydınların Türkçeye farklı amaçlar ve farklı metotlarla müdahale ettiklerine sahit olmustur. Bu kadroların bazı tekliflerine sıcak bakmıssa da genellikle dili bir çıkmaza sokan ifratkâr düsüncelerine karsı dogrudan dogruya tavır almıstır. Onun bu tavır alısında Türk milletinin hakiki hüviyetini kaybetme endisesi vardır.

 

Peyami Safa stated his thoughts regarding alphabet revolution and pure Turkishness movements in his scientific and artistic works. Though he was against
alphabet revolution at very begining, when he saw the return to back is not possible, he has stand for at least teaching of Ottoman alphabet together with Latin alphabet both in high schools and universities. He always adopts moderate and nationalist views on the
language. He witnessed the intervention of firstly Genç Kalemler, after 1923 founders of young Republic, then Marxist – Leninist intellectuals to Turkish with different goals and methods. Though he has looked positive to some thoughts of these people, he adopted directly negative attidue to excessive thoughts of these people on the language. Concerns regarding losing of genuine identity of Turkish people have determined this attitude.