Düşük Etkili Kentleşme Uygulamalarının Su Kalitesine Etkisi: İstanbul Üniversitesi Avcılar Kampüsü Örneği


GÜLBAZ S., Kaya Y. E., KAZEZYILMAZ ALHAN C. M.

Uluslararası Kentsel Su ve Atıksu Yönetimi Sempozyumu (UKSAY)-2018, Denizli, Türkiye, 25 - 27 Ekim 2018, ss.1-8

  • Yayın Türü: Bildiri / Tam Metin Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Denizli
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.1-8
  • İstanbul Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Yağmur suyu yönetiminin iyi yapılabilmesi için su miktarının ve kalitesinin birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir. Özellikle kentsel alanlarda yüzeyde meydana gelen değişiklikler su miktarını ve kalitesini olumsuz etkilemektedir. Kentleşme sonucu yüzeyde oluşan sızma azalmaktadır. Toprağa sızamayan su, doğal arıtım olan topraktan mahrum kalarak arıtılamamaktadır. Böylece, yüzeyde biriken kirlilik doğrudan su kaynaklarına taşınmaktadır. Bu durum su kalitesini olumsuz yönde etkilemekte ve su kirliliğine neden olmaktadır. Bu durum ciddi çevre sorunları arasında yer almakta ve çevreye duyarlı yapıların tasarlanması gerektiği gerçeğini göstermektedir. Dolayısıyla çevresel sürdürülebilirliğin sağlanması, su kaynaklarının korunması ve kentleşmenin çevre ve su kaynakları üzerindeki olumsuz etkisinin azaltılması için hidrolojide yeni yöntemlere ihtiyaç duyulmaktadır. Meydana gelen bu olumsuz sonuçları azaltmak amacıyla yeşil yapılar olarak değerlendirdiğimiz Düşük Etkili Kentleşme (DEK) uygulamalarının kullanılması büyük öneme sahiptir. DEK, hidrolojik çevrimi korumak, selin ve yayılı kirlilik kaynaklarının olumsuz etkilerini azaltmak için tasarlanmış bir yağmursuyu yönetimi uygulamasıdır. Bu uygulamalar yüzeysel akışın hem miktarını hem de kalitesini kontrol edebilmektedir. Bu çalışma kapsamında, EPA SWMM programı kullanılarak oluşturulan su kalitesi modeli ile düşük etkili kentleşme uygulamalarının su kalitesine üzerindeki etkisi incelenmiştir. Bu kapsamda ilk olarak, yaklaşık 133 hektar alanı kaplayan İstanbul Üniversitesi Avcılar Kampüsünün ve kuzeydoğusunda bulunan ormanlık alanın su kalitesi modeli EPA SWMM programı kullanılarak oluşturulmuştur. Su kalitesi modeli için toplam Askıda Katı Madde (AKM) ve Toplam Kjeldahl-azotu (TKN) parametreleri kirletici olarak modele tanımlanmıştır. Daha sonra çeşitli DEK uygulamaları kampüs üzerinde uygun yerlere gelecek şekilde modele tanımlanmıştır. Model sonuçları incelendiğinde DEK uygulamalarının Toplam AKM ve TKN konsantrasyonlarını düşürdüğü görülmüştür.

Water quantity and quality should be evaluated together in order to manage storm water successfully.  Especially in urban areas, changes on the surface affect water quantity and quality negatively. Infiltration on the surface decreases with urbanization. Natural treatment of water in the soil is restrained. As a result, the pollution, which accumulates over the surface, is carried directly to the water resources with surface runoff. This situation affects water quality negatively and causes water pollution. This fact constitutes a serious environmental problem, and reveals the fact that environmentally sensitive structures have to be designed. Therefore, new methods in hydrology are needed to ensure environmental sustainability, to protect water resources, and to reduce the negative impact of urbanization on the environment and water resources. The use of Low Impact Development (LID) implementations, which are considered as green structures, are storm water management practices designed to protect the hydrological cycle and reduce the adverse effects of floods. These implementations can control both the quantity and quality of the surface runoff. Within the scope of this study, the impacts of low impact development on the water quality are investigated by using a water quality model generated by EPA SWMM. In this context, first, the water quality model for Istanbul University Avcılar Campus covering approximately 133 hectares of land and the forested area in the north-east are produced by using the EPA SWMM program. The total suspended solids (TSS) and Total Kjeldahl-nitrogen (TKN) parameters for the water quality model are defined in the model as pollutants. Then, various DEK implementations are defined into the appropriate places on campus in the model. It is observed that LID implementations reduce total TSS and TKN concentrations, after the model results are examined.