International Congress on Afro - Eurasian Research V 19-22 April 2019 / Lefkoşa TRNC, Lefkoşa, Kıbrıs (Kktc), 19 - 22 Nisan 2019, ss.37-38
İnternetin
ve World Wide Web'in sınırsız doğası, bilgi ve iletişim medyasının devletlerin
sınırlarını ve ülkeselliğini önemsiz hale getirmiştir. Modern iletişim
teknolojilerinin hızlı gelişimi önemli yasal zorluklar yaratmıştır. İletişimin
küreselleşmesinden en çok etkilenen hukuk alanı ise milletlerarası özel hukuk
olmuştur. Ulusal yasa koyucuları veya mahkemeleri, henüz, internet ve sosyal
medya da dahil olmak üzere, medya veya diğer kitle iletişim araçları yoluyla, milletlerarası
nitelikli kişilik hakları ihlallerinin yarattığı hukuki zorluklara tatmin edici
cevaplar bulamamışlardır. Özellikle milletlerarası nitelikli hakaret iddiaları
ile ilgili olarak uyumlaştırılmış maddi hukuk kurallarının olmayışı, “hakaret
turizmi”ne sebebiyet vermiştir. “Hakaret turizmi”, davacının kişilik hakkı
ihlali davasını, en uygun sonucu almayı beklediği devlet mahkemelerinde açması
anlamına gelen bir forum shoppingin
bir görünümüdür. “Hakaret turizmi”ni sınırlandırmanın yolları, maddi hukukun uyumlaştırılması,
kişilik hakkı ihlali davaları için milletlerarası yetkiye sahip mahkeme sayısının
sınırlandırılması ve milletlerarası nitelikli kişilik hakkı ihlalleri için tek
tip bir kanunlar ihtilafı kuralının kabul edilmesidir. Kişilik hakkı ihlali ile
ilgili ulusal iç maddi hukuk kurallarının uyumlaştırılması ve milletlerarası
yetki kurallarına ilişkin bir reform yakın gelecekte pek mümkün görünmediğinden,
bu çalışma kişilik hakkı ihlallerine uygulanacak hukuka ilişkin kanunlar
ihtilafı kurallarına odaklanmaktadır. Çalışmamızda, bazı AB Üye Devletleri ve
Türkiye’nin ulusal mevzuatındaki mevcut kanunlar ihtilafı kuralları analiz
edilerek ve medya ve internet yoluyla kişilik hakkı ihlalleri taleplerine
ilişkin tek tip bir kanunlar ihtilafı kuralının gerekliliği incelenecektir.
The borderless nature of the Internet and the World Wide Web has broken the territorial fragmentation
of information and communication media. The rapid development of modern communication
technologies raises significant legal challenges. The area of law that is most affected by the
globalization and decentralization of communication is, compellingly, private international law. National
law legislators or courts could not find satisfying answers to the legal challenges of transnational
violations of personality rights, such as reputation or privacy, by the media or other means of public
information including internet and social media yet. Especially the lack of harmonized jurisdiction rules
regarding the cross-border defamation claims results, so called “libel tourism”. Libel tourism is a type
of forum shopping in the field of defamation, whereby the claimant institutes proceedings in the State,
where he expects to get the most favorable result. Means for limiting the libel tourism are,
harmonization of substantive law, limitation of the number of courts that have jurisdiction for
defamation litigation and adoption of a uniform conflict-of-law rule for violation of personal rights
claims. Since harmonizing substantive law and a reform of jurisdiction rules seem unlikely in the near
future, this presentation focuses on the conflict-of-law rules. This presentation will analyze the existing
conflict-of-law rules in some of the EU Member States’ and Turkey’s national legislation and examine
the need for a uniform conflict-of-law rule for claims founded on the violation of personal rights by
media and internet.