Teknik Rapor, ss.1-114, 2025
Fasit Dairenin İçinde: Toplumsal Çözülmeden Stratejik Dönüşüme
Türkiye Risk Raporu’nun 7. serisi olan 2026 yılı raporu ile yeniden sizlerle birlikteyiz.
Bu çalışmanın temel amacı, Türkiye’nin karşı karşıya olduğu ekonomik, toplumsal, teknoloji, çevresel ve jeopolitik riskleri çok boyutlu biçimde tanımlamak, olasılık ve etki düzeylerine göre değerlendirmek ve hem kamu karar vericilerine hem de özel sektör üst yönetimlerine stratejik yol gösterici bir belge sunmaktır.
Türkiye Risk Raporu, yayımlandığı ilk günden bu yana binlerce profesyonel tarafından takip edilen, faaliyet raporlarında atıf alan, akademik çalışmalara konu olan ve Türkiye’nin risk gündemini şekillendiren referans bir kaynak haline gelmiştir.
Bu rapor, yalnızca riskleri sıralayan bir belge değil, aynı zamanda bir ülkenin dayanıklılık kapasitesini ve kurumsal farkındalık düzeyini yansıtan bir göstergedir.
2024 yılı raporunda ana tema ’Geleceğini Kaybeden Ülke’, 2025 yılı ana teması ise ‘Toplumsal Risklerin Yükselişi mi? Toplumun Çöküşü mü?’ şeklindeydi. Bu yılın teması ise ‘Fasit Daireye Hapsolmuş: Birey ve Türkiye’.
Küresel Arka Plan: Risklerin Yeniden Kodlandığı Dönem
2026 yılı, küresel ölçekte kırılgan dengelerin yılıdır.
ABD’de başlayan yeni Trump dönemiyle birlikte ticaret savaşları, gümrük tarifeleri ve küresel üretim zincirleri yeniden şekillenmektedir. Avrupa Birliği tarafında Sınırda Karbon Düzenlemesi (CBAM) yürürlüğe girmiş, bu da Türkiye gibi ihracat odaklı ekonomiler için yeni maliyetler ve öte yandan fırsatlar doğurmuştur.
Enerji arz güvenliği, yapay zekânın hızla yükselen etkisi, göç dalgaları ve jeopolitik kutuplaşma, küresel belirsizliği derinleştirmektedir.
Bu bağlamda, Türkiye’nin jeopolitik konumu risk ile fırsat arasında ince bir çizgide durmaktadır: Bir yandan Avrupa’ya entegrasyon noktasında çevre ülke olarak öne çıkarken, diğer yandan bölgesel istikrarsızlıklar ve içsel politik belirsizlikler, ülkenin “denge üretme kapasitesini” sınamaktadır.
Ulusal Görünüm: Ekonomiden Toplumsal Çözülmeye
2026 yılı Türkiye Risk Raporu sonuçları, önceki yıllardan farklı olarak ekonomik kırılganlıktan çok toplumsal çözülme risklerine dikkat çekmektedir.
Raporda yer alan ilk 10 riskin 8’i toplumsal temalıdır:
Bu tablo, uzun süre devam eden ekonomik krizlerin artık yalnızca finansal değil, sosyopolitik bir krize dönüştüğünü göstermektedir.
2024 ve 2025’te temelleri atılan bu yönelim, 2026 itibarıyla “toplumsal istikrarsızlık – ekonomik baskı – yönetişim erozyonu” üçgeninde kalıcı hale gelmiştir.