JOURNAL OF MEDICAL SCIENCES, cilt.4, sa.2, ss.55-61, 2023 (Scopus)
Meme kanseri, kadınlarda en yaygın görülen kanserlerden biridir ve
dünyadaki en yüksek insidansa sahip kanser türüdür. Meme kanseri
gelişiminde cinsiyet, yaş, östrojen düzeyi, aile öyküsü, gen mutasyonları ve sağlıksız yaşam tarzı gibi çok sayıda risk faktörü bulunmaktadır.
Mevcut tedavi seçenekleri cerrahi, radyoterapi, hormonal tedaviler,
kemoterapi ve hedefe yönelik tedavilerdir. Hedefe yönelik tedavilerin
içinde immünoterapi son yıllarda oldukça yaygın bir tedavi stratejisi
olarak karşımıza çıkmaktadır.
Meme kanseri immün sistemden bağımsız bir kanser olduğu düşüncesinin aksine, artık meme kanserinin immün temelli bir kanser türü
olduğu bilinmektedir. Bu kapsamda diğer kanser türlerinde olduğu
gibi, meme kanserinde de immünoterapinin hedeflediği moleküllerden programlanmış hücre ölümü-1 (PD-1) ve programlanmış hücre
ölümü ligandı-1 (PD-L1) ile yapılan çok sayıda çalışma bulunmaktadır. PD-1 ve PD-L1 hedefli tedaviler günümüzde meme kanseri tedavisinde uygulanmaktadır. Meme kanseri alt tipleri olarak ele alındığında;
farklı alt tipler arasında heterojen bir dağılım olmakla birlikte tümör
hücrelerinde artmış PD-L1 ekspresyonu gözlenmektedir. Ayrıca, PDL1 ekspresyonu, genç yaş, ileri evre, tümör infiltre eden lenfositlerin
(TIL’ler) varlığı ve agresif moleküler alt tipler ile pozitif korelasyon göstermektedir. Şimdilik sadece üçlü negatif meme kanserinin (TNMK)
tedavisinde yer alan immünoterapi, yapılacak daha fazla araştırma sonucunda, diğer meme kanseri alt tiplerinde de kombinasyon ya da tek
tedavi olarak yer alabilecektir.
Meme kanseri tedavisinde, PD-1 ve PD-L1 düzenlemesinin ayrıntılı
mekanizmasını anlamak; tedavilere direncin üstesinden gelinmesi ve
daha iyi klinik sonuçlara ulaşılması açısından büyük önem taşımaktadır