KLIMIK Journal, cilt.28, sa.2, ss.80-86, 2015 (Scopus)
Amaç: Bu çalışmada tüberkülöz spondilodiskit (TS), pyojenik spondilodiskit (PS) ve Brucella spondilodiskiti (BS) olarak üçe ayrılan olguların, klinik ve laboratuvar özellikleri arasındaki farklılıkların ve özgün yönlerinin ortaya çıkarılması amaçlandı.
Yöntemler: Spondilodiskit tanısıyla izlenmiş ≥18 yaş hastalar, geriye dönük olarak incelendi. Epidemiyolojik bilgileri sistemik brusellozla uyumlu olan ve serum Brucella tüp aglütinasyonu titresinin ≥1/160 olduğu veya iki hafta arayla dört kat arttığı saptananlara BS tanısı konuldu. Doku örneklerinde Mycobacterium tuberculosis üreyen ve/veya kronik granülomatöz iltihap saptananlara TS tanısı konuldu. Tanısal girişim yapılamadığında tüberkülozu düşündüren bulguları ve antitüberküloz tedaviye yanıtı olanlar da TS olarak değerlendirildi. Örneklerinde pyojenik bakteriler üremiş ya da antibiyotik tedavisine yanıt alınan kültür-negatif olgular, PS kabul edildi.
Bulgular: 103 hastanın 46’sı TS, 37’si PS ve 20’si BS olarak tanımlandı. TS olguları daha gençti (p=0.011) ve yakınma süresi daha uzundu (p=0.044). PS grubunda, lokalize sıcaklık ve kızarıklık daha sık; lökosit sayısı, nötrofil sayısı, C-reaktif protein düzeyi ve eritrosit sedimantasyon hızı daha yüksekti (p<0.05). TS olgularında, torakal (%41.3); PS olgularında lomber (%67.6) tutulum daha sıktı. Etkeni saptarken bilgisayarlı tomografi eşliğinde biyopsinin duyarlılığı %56.7'ydi. Apse oluşumu, en çok TS, en az BS grubunda saptandı.
Sonuçlar: Manyetik rezonans görüntülemesinde servikal veya torakal tutulumla birlikte yumuşak doku apseleri ve paravertebral yayılım saptanırsa öncelikle TS düşünülmelidir. Vertebra cerrahisi geçirmiş, vertebraları üzerinde sıcaklık artışı ve kızarıklığı olan, akut faz reaktanları yükselmiş ve lomber tutulum saptanan olgularda öncelikle PS düşünülmelidir.