in: Türk Hukukunun Avrupa Birliği Hukukuna Uyumu Özel Hukuk, Arslan Kaya,Baki İlkay Engin,Ali Paslı,Şehriban İpek Aşıkoğlu,Elif Oğuz, Editor, İstanbul University Press, İstanbul, pp.663-683, 2020
The place of biotechnological inventions in the patent law had became debatable in the 1990s and as a consequence of the developing technology, need for regulation on the topics of conditions for the patentablity of biotechnological inventions, scope of the mentioned protection, grounds for compulsory licencing thereof and deposit of biological materials have arised. As a result, Directive 98/44/EC of the European Parliament and of the Council was signed on 6 July 1998. The directive, alongside the initiative of “Community Patent” (which has not yet been codified), serves as the essential source of EU patent law. Provisions of the directive have frequently been reffered under the title of intellectual property law of Turkey’s national action plan for accession to the EU and therefore had a strong influence on Industrial Property Code and other statutes. With this study, we aim to determine the effects of relative directive provisions on Turkish law and to estimate the regulations that were/were not adapted.
Biyoteknolojik buluşların patent hukukundaki yeri Avrupa Birliği’nde doksanlı yıllardan itibaren tartışılmaya başlanmış ve gelişen teknolojinin de bir sonucu olarak, biyoteknoloji alanına giren buluşların hangi koşullarda patentlenebileceğini/patentlenemeyeceğini, korumanın kapsamını, biyoteknolojik buluşlara ilişkin zorunlu lisans hâllerini belirlemek ve biyolojik materyalin tevdi usulünü düzenlemek bir zorunluluk hâlini almıştır. Bunun sonucu olarak 06.07.1998’de, Avrupa Parlamentosu ve Konseyin 98/44/AT sayılı Biyoteknolojik Buluşların Korunmasına İlişkin Yönergesi imzalanmıştır. Söz konusu Yönerge, Avrupa Birliği patent hukuku bağlamında (henüz nihayete ermemiş bir girişim olan) “Topluluk Patenti” ile birlikte en önemli kaynaklardan birini oluşturmaktadır. Bu bakımdan, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne katılım sürecinde hazırlanan ulusal eylem planlarına fikrî mülkiyet hukuku üst başlığı altında sıkça konu olan Yönerge hükümlerinin, 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’na ve sair mevzuata da önemli etkileri bulunmaktadır. Bu çalışmayla, Yönerge hükümlerinin Türk hukukuna olan etkilerinin tespit edilmesi ve iktibas edilen/edilmeyen düzenlemelerin değerlendirilmesi amaçlanmaktadır.