İlim Kurumlarının Kenarda Kalmış Vazifelileri: Memlük Kudüs’ünde Muîdler, Öğrenciler ve Dervişler


Creative Commons License

Midilli M. E.

Memlükler Dönemi Sempozyumu-II: İlim, Düşünce, Sanat ve Kurumlar, İstanbul, Türkiye, 1 - 02 Haziran 2023, ss.42-43

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: İstanbul
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.42-43
  • İstanbul Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Vakıf gayesi açısından medrese ve hankâh gibi ilim kurumlarındaki en önemli zümreler hiç şüphesiz öğrenciler (fukahâ) ve dervişlerdir (fukarâ). Memlükler döneminde telif edilen tabakat eserlerinde medreselerin müderrislik veya sûfi kurumlarının şeyhlik mansıplarına tayin edilen âlimlere dair zengin kayıtlar bulunmakta, bazı kurumların müderrisleri ve şeyhleri sistemli bir şekilde tespit edilebilmektedir. Bununla birlikte bir âlimin ilim tahsil sürecinde hangi medresenin veya medreselerin kadrolu öğrencisi olduğuna dair kayıtlar son derece dağınık ve azdır. Bu durum büyük ölçüde medreselerde müderrisin verdiği dersi tekrar ettiren muîdler ve sûfi kurumlarındaki dervişler için de geçerlidir. Bu konuda İslâm eğitim tarihi açısından dikkat çekici olan istisnai örneklerden bazıları Mücîrüddin el-Uleymî’nin (ö. 927/1521) el-Ünsü’l-celîl bi-târîhi’l-Kuds ve’l-Halîl adlı Kudüs tarihinde yer almaktadır. Uleymî, eserinin bir kısmını Kudüs ulemasının tabakatına tahsis etmiş, burada Salâhiyye Medresesi’nin müderrislerinden ve Salâhiyye Hankâhı’nın şeyhlerinden bahsetmiş, bunun da ötesinde özellikle 9. (15.) yüzyılda bu iki kurumda görev yapan öğrencileri, muîdleri ve dervişleri sistemli bir şekilde kayıt altına almış ve bunların tahsil süreçlerini anlatmıştır. Kudüs’ü Haçlılar’dan geri alan Selâhaddin Eyyûbî tarafından 6. (12.) yüzyılın sonlarında kurulan bu iki müessese, Memlükler dönemi boyunca da Kudüs’ün ve hatta tüm Mısır-Şam bölgesinin en önemli ve muteber ilim kurumları arasında yer almaya devam etmiştir. Bu tebliğde Uleymî’nin el-Ünsü’l-celîl’i üzerinden Salâhiyye Medresesi’nin muîdleri ve öğrencileri ile Salâhiyye Hankâhı’nın dervişleri tespit edilecek, bunların biyografileri incelenerek tahsil süreçleri ve kariyerleri araştırma konusu edilecektir. Bu şekilde tabakat eserlerinde, dolayısıyla medrese ve ulema araştırmalarında büyük ölçüde kenarda kalmış olan muîdlerin, öğrencilerin ve dervişlerin ilmî serüvenleri ve ilim kurumlarıyla ilişkileri gündeme getirilecek ve tartışmaya açılacaktır.