Diğer, ss.1-69, 2015
Rüzgar
aracılığıyla yayılış gösteren polenler önemli aeroalerjenlerdir. Atmosfere yeterli miktarlarda salındıklarında
alerjik olarak duyarlı kişilerde astım, rinit, konjunktivit vb. hastalıkların
gelişimine yol açabilirler. Polenlerin yayılışı, havadaki miktarları, yapıları
coğrafi bölge ve iklimden etkilenmektedir. Bu nedenle farklı bölgelerde yaşayan
duyarlı kişilerin maruz kaldığı polen miktarı değişmekte ve etkilenen
bireylerde farklı alerjik reaksiyonlar gelişebilmektedir. Servigiller
(Cupressaceae) ailesinde bulunan ağaçların polenleri potansiyel
aeroalerjenlerdir. Bunlar arasında özellikle servi (Cupressus) ve ardıç (Juniperus)
polenleri en önemli alerjen kaynağıdır.
Servi
türleri bol miktarda polen üretmektedir. Üretilen polen miktarının fazla olması
ailenin polenlere karşı duyarlılığı artırmaktadır. Servigiller ailesindeki bazı
türler Türkiye’de geniş ve doğal yayılış göstermektedir. Dolayısıyla bu
türlerin bölgeye özgü alerjenik etkilerinin araştırılması önemli hale
gelmektedir.
Bu tez
çalışmasında İstanbul’da yayılış gösteren Servigiller (Cupressaceae) ailesinden
Akdeniz servisi (Cupressus sempervirens L.)
ve Sabin ardıcı (Juniperus sabina L.)
polenlerinin alerjenik proteinleri araştırıldı.
Polenler tozlaşma
dönemlerinde toplanarak polen ekstreleri hazırlandı. Hazırlanan polenekstreleri belirli oranlarda dilüe edilerek alerjik rinit
hastalarına ve herhangi bir alerjik reaksiyon gözlenmemiş olan sağlıklı
bireylere (kontrol grubu) deri prik ve nazal provakasyon testleri ile
uygulandı.
Polen
ekstreleri suda çözündürüldükten sonra proteinler sodyum dodesil sülfat
denatüre jel elektroforezi (SDS-PAGE) ile molekül ağırlıklarına göre ayrıldı. Ayrılan
proteinler Western damgalama tekniği ile poliviniliden diflorür (PVDF) membran
yüzeyine transfer edildikten sonra hasta serumları (primer antikor) ile muamele
edilerek spesifik IgE antikorlarının alerjenik proteinlerle reaksiyona girmesi
sağlandı. Membran daha sonra sekonder antikor (yaban turpu peroksidazı ile
konjuge fare anti-insan IgE antikoru) ile muamele edildi. Gözlenen bantlar
alerjenik proteinler olarak kabul edildi ve diğer klinik verilerle birlikte
değerlendirildi. Akdeniz servisi polen ekstresi uygulanmış 18 hastanın 5’inde
spesifik IgE antikorlarının ~20-68 kDa arasında molekül ağırlığına sahip toplam
8 polen proteinine bağlandığı gözlendi. Sabin ardıcı polen ekstresi uygulanmış 17
hastanın 9’unda spesifik IgE antikorları ~22.-85 kDa arasında molekül
ağırlıklarına sahip toplam 9 polen proteinine bağlandığı gözlendi. Kontrol
bireyleriyle yapılan Western damgalama çalışmalarında hiçbir bant gözlenmedi.