Multidisipliner Vaskülit Sempozyumu , İstanbul, Türkiye, 16 Nisan 2022, ss.11-12
Giriş
Büyük damar vaskülitleri özellikle aort ve dallarını etkileyen, tutulan organ sistemine göre değişken oranlarda
mortalite ve morbidite ile seyreden hastalıklardır. Büyük damar vaskülitlerinin en sık sebebi dev hücreli arterit ve
Takayasu arteritidir. Genellikle ateş, kilo kaybı, halsizlik gibi konstitüsyonel semptomlar ve akut faz reaktanlarında
yükseklik yanında tutulan organ sistemi ile alakalı belirti ve bulgu verirler. Vaskülit etyopatogenezinde çeşitli
tetikleyici faktörler ortaya konulmuştur (1). Biz de Pfizer-BioNTech BTN162b2 mRNA COVİD- 19 aşısı sonrası
gelişen büyük damar vasküliti vakasını sunmayı amaçladık.
Vaka
48 yaşında vitiligo dışında bilinen hastalık öyküsü olmayan kadın hasta yaklaşık 2 aydır olan sırt ve göğüs ağrısı
şikayetine eklenen kilo kaybı, halsizlik ve ateş şikayeti ile tarafımıza başvurdu. Hastanın anamnezinden omuz-kalça
kaslarında güçsüzlük, çene kladikasyosu, yeni başlayan baş ağrısı, görme bozukluğu olmadığı ve şikayet
başlangıcından 2 hafta önce ilk doz BTN162b2 mRNA aşısı olduğu ve bu dozdan 2 ay sonra 2. doz aşısını olduğu
öğrenildi. Hastanın TA sağ kol 140/100 mmHg sol kol 150/110 mmHg, ateşi 37.6, nabız 89/dk, oda havasında
oksijen saturasyonu 98 olarak saptandı. Fizik muayenede bilateral periferik nabızlar palpabldı, boyun sağ tarafında
hafif üfürüm dışında patolojik bir özellik saptanmadı. Tam kan sayımında WBC 8200/mm3, Nötrofil 4400/mm3,
Lenfosit 2900/mm3, Hb 10.4 gr/dL, Trombosit 595000/mm3 olarak saptandı. Hastanın yapılan biyokimyasal
tetkiklerinde renal fonksiyon testleri ve karaciğer fonksiyon testleri normal olarak bulundu, CRP 137 mg/dL (0-5)
ve eritrosit sedimentasyon hızı 80 mm/saat olarak yüksek saptandı. O dönemde yapılan Sars-Cov-2 PCR negatif
olarak sonuçlandı. Yapılan serolojik tetkiklerinde ANA, PR3-ANCA, MPO-ANCA, Anti- CCP, ENA paneli, AFS
antikorları negatif saptandı. Bunun üzerine yapılan IV kontrastlı boyun, toraks, batın BT de inen aorta duvarında 5
mm kalınlığa ulaşan diffuz hipodens kalınlık artışı, abdominal aort duvarında en geniş yerinde 6.5 mm ye ulaşan
diffüz kalınlaşma saptandı, tanımlanan duvar kalınlık artışı her iki renal arter orifisi, SMA ve İMA orifisini içine
almaktaydı. Vaskülit ön tanısı ile çekilen PET-BT de boyunda bilateral common carotid arterlerde, bilateral
subklavian ve aksiller arterlerde, brakiosefalik arterde diffüz tarzda, arkus aortada, çıkan
aortada ve inen torasik aorta boyunca diffüz tarzda yer yer belirgin fokal FDG tutulumlarının eşlik ettiği,
abdominal aortaya uzanım gösteren, abdominal aorta düzeyinde en yoğun sirküler FDG tutulumunun izlendiği ve
aortik bifurkasyon seviyesine devam eden diffüz tarzda artış FDG tutulumları izlendi ve bilateral common iliak
arterlerde diffüz tarzda, sol iliak bifurkasyon düzeyinde fokal artmış FDG tutulumu saptandı (SUDmax 4.0).
Hastaya semptomları, akut faz reaktanı yüksekliği ve görüntüleme sonuçlarıyla büyük damar vasküliti tanısı
koyuldu. Hastanın yakın zamanda BTN162b2 mRNA aşısı yaptırması göz önünde bulundurulduğunda büyük damar
vaskülitinin aşı ilişkili olduğu düşünüldü, kortikosteroid ve metotreksat tedavisi başlandı.
Tartışma
Büyük damar vaskülitlerinin etyopatogenezinde bazı çevresel ve infeksiyöz ajanlardan şüphelenilmiştir. Bunun
yanında bu hastalıklara karşı HLA ve non-HLA lokuslarında genetik yatkınlık saptanmıştır (2). Günümüzde, SarsCov-2 enfeksiyonu ve aşılarıyla ilgili birçok yan etki ortaya konulmuştur (3). Sars-Cov-2 enfeksiyonu ile
ilişkilendirilen Kawasaki hastalığı, cilt, santral sinir sistemi, akciğer ve gastrointestinal sistem tutulumu ile seyreder
küçük ve orta çaplı damar vaskülitleri, retinal vaskülit bildirilmiştir (4). Sars-Cov-2 aşıları ile ilişkilendirilen büyük
damar vasküliti, lökositoklastik vaskülit, ANCA ilişkili vaskülit, renal vaskülit, IgA vasküliti reaktivasyonu, HenochSchönlein purpurası, küçük damar vasküliti gibi vakalar literatürde mevcuttur (5). Bizim vakamız semptomların
başlangıcından 2 hafta önce ilk doz BTN162b2 mRNA aşısı olmak üzere tanı öncesinde 2 doz aşı yaptırmış. Aşı
sonrası büyük damar vasküliti tanısı alan hastamızın vasküler patolojisini tetikleyen faktör olarak aşı şüpheli olarak
görülmüştür. Her ne kadar aşı sonrası vaskülit patogenezi net olmasa da bu vakada olduğu gibi aşı predispozan
faktör olarak göz önünde bulundurulmalıdır.