SOCIAL SCIENCES TRANSLATIONS: RELATIONAL THINKING OF “BOURDIEU” TRANSLATIONS AND ACADEMIC PRACTICES IN TURKEY


Emirosmanoğlu Z.

Söylem Filoloji Dergisi, no.Çeviribilim Özel Sayısı, pp.140-163, 2023 (Peer-Reviewed Journal)

  • Publication Type: Article / Article
  • Publication Date: 2023
  • Doi Number: 10.29110/soylemdergi.1186487
  • Journal Name: Söylem Filoloji Dergisi
  • Journal Indexes: MLA - Modern Language Association Database, ERIHPlus, TR DİZİN (ULAKBİM), Index Copernicus
  • Page Numbers: pp.140-163
  • Istanbul University Affiliated: Yes

Abstract

The sociology of translation has a rich research history, especially in the circulation of literary texts, but the number of translation studies that look at the circulation of social sciences through translations is limited. While the translation of social sciences has found a wide place in the field of sociology, it has now started to take its place on the agenda of translation studies. The socio-cultural conditions of the international circulation of ideas, which Pierre Bourdieu emphasizes, make translations one of the natural and fundamental dynamics of circulation. Researches conducted in this direction reveal that the basis of a number of reception problems are text selection problems that ignore the historical perspective in translations from a thinker/tradition. This issue, which concerns all fields of social sciences and the development of scientific knowledge, is primarily an epistemological problem. In this way, sociology of translation is articulated in an interdisciplinary research perspective with the contributions of the history, sociology and philosophy of science. While translations determine the circulation conditions for the import and export of a particular work in the intellectual field, the biggest obstacle for the reception is that the texts cannot bring the production contexts to the target context. The findings related to the bibliographic analysis in this study show us that Bourdieu entered the intellectual field through late and fragmented translations in Turkey, and that there are problems in reading it in a holistic manner due to chronological deviations and missing basic texts and themes. However, the work of the multi-identity network of perpetrators circulating today reveals a systematic and intense collective effort in completing the rest of the Bourdieusian bibliography in Turkish. While there is an increasing amount of circulation in academic practices, the citation statistics for translations show that there are gaps in the representation of Bourdiuesian themes in Turkey. Academic study statistics referring to the Bourdieusian method, on the other hand, indicate that there has been an increase in the number of theses in parallel with the number, publication reprint and circulation rhythm of translations after 2016. In summary, an awareness of the production, circulation and development conditions of scientific knowledge is possible with a critical auto-socioanalysis in problematizing our science practices.

Çeviri sosyolojisinin özellikle edebiyat metinlerinin dolaşımında zengin bir araştırma geçmişi bulunmaktadır ancak sosyal bilimlerin dolaşımına çeviriler üzerinden bakan çeviribilim araştırmaları kısıtlıdır. Sosyal bilimlerin çevirisi sosyoloji alanında geniş yer bulurken bugün artık çeviribilimin gündeminde de yerini almaya başlamıştır. Pierre Bourdieu’nün önemle vurguladığı fikirlerin uluslararası dolaşımının sosyokültürel koşulları, çevirileri dolaşımın doğal ve temel dinamiklerinden biri haline getirmektedir. Bu yönde yapılan araştırmalar bir dizi alımlama sorununun temelinde bir düşünür/gelenekten yapılacak çevirilerde tarihsel perspektifi göz ardı eden metin seçim sorunları olduğunu ortaya koymaktadır. Sosyal bilimlerin tüm alanlarını ve bilimsel bilginin gelişimini ilgilendiren bu konu öncelikle epistemolojik bir sorundur. Çeviri sosyolojisi bu konuda bilim tarihi, sosyolojisi ve felsefesiyle disiplinlerarası bir araştırma perspektifine eklemlenmektedir. Çeviriler entelektüel alanda belli bir yapıtın ithalat ve ihracatında dolaşım koşullarını belirlerken, metinlerin üretim bağlamlarını erek bağlama götürememeleri alımlamanın önündeki en büyük engeldir. Bu araştırmada yapılan bibliyografya inceleme bulguları bize Bourdieu’nün Türkiye’de çeviriler yoluyla entelektüel alana geç ve parçalı girdiğini, kronolojik sapma ve eksik temel metin ve temalar nedeniyle bütünlüklü okunmasında sorunlar olduğunu göstermektedir. Ancak bugün dolaşıma katılan çok kimlikli failler ağının çalışmaları eksik temel metinlerin çevrilmesinde sistematik ve yoğun kolektif bir çabayı ortaya koymaktadır. Ritmi artan dolaşımın akademik pratikler üzerinde etkisine bakıldığında, çevirilere yapılan atıf istatistikleri Bourdieucü temaların Türkiye’deki temsilinde boşluklar olduğunu göstermektedir. Bourdieucü yönteme atıfta bulunan akademik çalışma istatistikleri ise, 2016 sonrası çevirilerin sayı, baskı ve dolaşım ritmine paralel olarak tez sayılarında da bir artış olduğuna işaret etmektedir. Özetle bilimsel bilginin üretim, dolaşım ve gelişim koşullarına dönük bir bilinç, bilim pratiklerimizi sorunsallaştırmada eleştirel bir oto-sosyoanalizle mümkündür.