USBIK 2020 3.ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMLER KONGRESİ , Kayseri, Turkey, 29 - 31 January 2020, pp.117-132
Human beings have difficulty remembering monotonous discourses, while rhythm and rhyming discourses
are easier to remember. Therefore, music is one of the greatest actors of cultural transfer. When popular
culture is considered within the framework of the definition of “confrontational”, it is seen that Turkish folk
music is a means of resistance to cultural structures that are in conflict with power. Power and dominant
culture have consistently sought to destroy, restrict or suppress these cultural structures. However, these
structures have never been completely suppressed or destroyed. Subcultures have applied different methods
to sustain themselves. They continued to exist with minor changes or expressed that they did not cultural
consent by leaving cultural products and transferred their cultural structures to the next generation with these
products. Parent culture not only includes subcultures, but tries to change from parenting status to “full
dominant” status. During the Ottoman period, the survival of some communities in nomadic life was seen as
threatening the social structure and it was decided to prevent such a situation. In this regard, resettlement
policies and activities were carried out. In this study, the role of Dadaloğlu as the carrier of Turkish folk music
and carrier as the recording area of political and natural cultural conflict between Avşarlar and Ottoman
Empire; Turkish folk music as an area of interaction and cultural product of cultural conflict between
subculture and political power will be evaluated.
Keywords: Dadaloglu, Hegemony, Popular Culture, Subculture, Turkish Folk Music.
nsanoğlu, tekdüze söylemleri hatırlamakta zorlanırken ritimli ve uyaklı söylemleri daha kolay hatırlamaktadır. Bu sebep ile müzikler kültürel aktarımın en büyük aktörlerindendir. Popüler kültür, “çatışmacı” tanımı çerçevesinde düşünüldüğü zaman, Türk halk müziğinin iktidarla çatışma içinde olan kültürel yapıların bir direnme aracı olduğu görülmektedir. İktidar ve egemen kültür sürekli olarak bu kültürel yapıları yok etme, kısıtlama ya da baskılama yoluna gitmiştir. Ancak, bu yapılar hiçbir zaman tam anlamıyla baskılanamamıştır veya yok edilememiştir. Altkültürler, kendilerini devam ettirmek için değişik yöntemler uygulamışlardır. Küçük değişikliklerle var olmaya devam etmişler ya da kültürel ürünler bırakarak “rıza” göstermediklerini ifade etmişler ve kültürel yapılarını bu ürünlerle gelecek kuşağa aktarmışlardır. Ebeveyn kültür, altkültürleri kapsayıcı olmakla kalmaz; ebeveynlik statüsünden “tam egemen” statüsüne geçmeye çalışır. Osmanlı döneminde de bazı toplulukların göçebelik hayatı sürmeleri, toplum yapısını tehdit edici olarak görülmüş ve bu durum engellenmek istenmiştir. Bu doğrultuda da iskân politika ve faaliyetleri yürütülmüştür. Bu çalışmada Avşarlar ve Osmanlı Devleti arasındaki siyasi ve doğal olarak kültürel çatışmanın kayıt alanı olarak Türk halk müziği ve taşıyıcısı olarak Dadaloğlu’nun bu süreçteki rolleri incelenerek; altkültür ve siyasi iktidar arasındaki kültürel çatışmanın bir etkileşim alanı ve popüler kültür ürünü olarak Türk halk müziği değerlendirilecektir.
Anahtar Kelimeler: Altkültür, Dadaloğlu, Hegemonya, Popüler Kültür, Türk Halk Müziği.