Güneş ve Güneş Benzeri Yıldızlar Sempozyumu, İstanbul, Türkiye, 11 Haziran 2010, cilt.1, ss.9-23
ABD Ulusal Araştırma Konseyi‟nin 1998 yılı değerlendirme raporunda; “Güneş fiziği
devletlerin olağan bilim programlarının önemli bir parçası ve fizik ve astrofizik bakımdan temel önemi
haiz bir araştırma alanıdır” ifadeleri geçer. Konunun önemini daha iyi vurgulayabilmek için buna
eklenecek pek bir şey yok. Ancak, bu güzel özeti “ütopik bir temenni” anlamından kurtarıp “gerçekçi
bir tespit” haline getirmek üzere, “Hangi devletlerin?” diye sormakta da fayda var. Gerçekten, yersel
gözlem imkânlarının iyileştirilmesinden başka, uzaydan gözlem boyutu da giderek kaçınılmaz olan
Güneş çalışmalarına verilecek önem, bilimsel bilincin yanı sıra, ülkelerin ekonomik güçleriyle de
doğrudan alakalıdır. Bununla beraber Güneş, yalnızca ayrıcalıklı bilimsel konumundan ötürü değil,
aynı zamanda, hem sınırsız ve sorunsuz bir enerji kaynağı olması itibariyle, hem de yakın uzay
havasını belirleyen ve atmosferimizi etkileyen dinamizmi ve değişkenliğiyle kimi faaliyetlerimiz için
risk teşkil etmesi bakımından, bizim için hayati öneme sahiptir. Dolayısıyla, en azından bu yönleriyle,
çıkarlarımız gereği olan sıra dışı bir ilgiyi hak etmektedir. Ülkemizde bu önemin gözetilmediği ve
gerekli ilginin gösterilmediği maalesef çok açıktır. Bunun için esasen, salt bilimsel kaygılarla hareket
eden, kurumlarına misyon ve vizyon biçebilen, bu suretle makul hedefler koyabilen ve bu hedefler
doğrultusunda objektif yönetim sergileyebilen ehliyetli yöneticilere ihtiyaç vardır. İstanbul
Üniversitesi Gözlemevi, bu sempozyumun bir örneği olduğu son dönem yatırımlarıyla, yegâne
gözlemsel faaliyet alanı olan Güneş konusunda kayda değer bir atılım içerisindedir.