Tam Üçüncü Kişi Yararına Akit Bağlamında Milletlerarası Ticari Tahkim Anlaşmasının Üçüncü Kişiye Teşmili


Değerliyurt C.

PROF. DR. GALİP SERMET AKMAN’A ARMAĞAN, Prof. Dr. Saibe Oktay Özdemir,Prof. Dr. Azra Arkan Serim,Prof. Dr. Atilla Altop, Editör, Filiz Kitabevi, İstanbul, ss.221-249, 2020

  • Yayın Türü: Kitapta Bölüm / Araştırma Kitabı
  • Basım Tarihi: 2020
  • Yayınevi: Filiz Kitabevi
  • Basıldığı Şehir: İstanbul
  • Sayfa Sayıları: ss.221-249
  • Editörler: Prof. Dr. Saibe Oktay Özdemir,Prof. Dr. Azra Arkan Serim,Prof. Dr. Atilla Altop, Editör
  • İstanbul Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Akitlerin nisbiliği ilkesi uyarınca, bir akit kural olarak sadece tarafları arasında hak ve yükümlülük tesis eder (res inter alios acta aliis neque prodest). Bununla birlikte, anılan kuralın istisnalarının başında, tam üçüncü kişi yararına akit gelir. Üçüncü kişi konumundaki lehtar, vaaddettiren ile vaat eden arasındaki akitten doğan bir talep hakkına sahiptir ve üçüncü kişinin talep hakkı, bu akde ilişkin koşul ve esaslara tabi olur. Bu bağlamda, vaaddettiren ile vaat edenin, aralarındaki akitte bir tahkim şartı öngörmüş olmaları halinde, bu anlaşmanın üçüncü kişiye teşmil edilip edilemeyeceği hususu hususiyet arz eder. Çalışmamızın temel konusunu teşkil eden bu husus, borçlar hukuku öğretisi ışığında, mehaz İsviçre ve Alman Hukuku öğretilerinden ve içtihatlarından da yararlanılmak suretiyle ele alınmıştır.

According to the principle of privity of contracts, a contract as a rule only establishes rights and obligations for its parties (res inter alios acta aliis neque prodest). However, one of the most important exceptions to this principle is the third-party beneficiary contract. The third-party beneficiary is entitled to a claim against the promisor under the contract between the promisee and the promisor and the third party's right to claim is governed by the terms of that contract. In this context, it is of significant importance whether an arbitration clause/agreement in the contract between the promisee and the promisor can be extended to a third party. This issue, that constitutes the main subject of our study, has been examined in the light of law of obligations and also with the use of Swiss and German legal doctrine and case law.