Objective: We aimed to determine factors associated with hepatitis B virus (HBV) reactivation and vaccination success, and to evaluate the success of preemptive treatment in patients who received chemotherapy for multiple myeloma or lymphoma. Patients and Methods: This retrospective cross-sectional study conducted between December 2012 and January 2014. A total of 74 patients, who received systemic chemotherapy with a diag- nosis of multiple myeloma (n= 39) or lymphoma (n= 35) were included in the study. Results: The mean age was 53.5 ± 14.8 years. Reactivation was observed in four of the 28 patients followed for reactivation. All four patients were HBsAg positive at baseline (p< 0.001). Antibodies to HBsAg positivity was observed in only five of the 46 patients who received vacci- nation. All four of the patients who developed HBV reactivation were patients using prophylactic lamivudine treatment. After changing the prophylactic treatment regimen of these patients, HBV-DNA and alanine aminotransferase levels normalized and none of these patients died. Conclusion: In HBsAg-positive patients with multiple myeloma or lymphoma, pre-chemotherapy positivity for HBsAg was found to be associated with HBV reactivation. HBV-DNA monitoring at regular intervals may be useful for early detection of HBV reactivation and early initiation of antiviral therapy during chemotherapy.
Amaç: Multipl miyelom veya lenfoma nedeniyle kemoterapi alan hastalarda hepatit B virüsü (HBV) reaktivasyonu ve aşı başarısı ile ilişkili faktörleri belirlemeyi ve preemptif tedavi başarısını değerlendirmeyi amaçladık. Hastalar ve Yöntem: Bu retrospektif kesitsel çalışma Aralık 2012 ile Ocak 2014 tarihleri arasında yapılmıştır. Çalışmaya multipl miyelom (n= 39) veya lenfoma (n= 35) tanısı ile sistemik kemotera- pi alan toplam 74 hasta dahil edilmiştir. Bulgular: Ortalama yaş 53.5 ± 14.8 yıldı. Reaktivasyon açısından takip edilen 28 hastanın dördünde reaktivasyon gözlendi. Dört hastanın hepsi başlangıçta HBsAg pozitifti (p< 0.001). Aşılanan 46 hastanın sadece beşinde HBsAg (hepatit B virüs yüzey antijeni) antikor pozitifliği gözlendi. HBV reaktivasyonu gelişen hastaların dördü de profilaktik lamivudin tedavisi alan hastalardı. Bu hastaların profilaktik tedavi rejimi değiştirildikten sonra HBV-DNA (hepatit B virüs deoksiribonükleik asit) ve alanin aminotransferaz (ALT) seviyeleri normale döndü ve karaciğer yetmezliği, ölüm gözlenmedi. Sonuç: HBsAg pozitif multipl miyelom veya lenfoma hastalarında kemoterapi öncesi HBsAg pozitifliği HBV reaktivasyonu ile ilişkili bulundu. Düzenli aralıklarla HBV-DNA takibi, kemoterapi sırasında HBV reaktivasyonunun erken tespiti ve antiviral tedavinin erken başlatılması açısından faydalı olabilir.