Histerektomi Materyallerinde Histopatolojik Tanıların Değerlendirilmesi


Kunt İşgüder Ç.

JOURNAL OF CONTEMPORARY MEDICINE, cilt.6, sa.2, ss.87-91, 2016 (Hakemli Dergi)

Özet

Amaç: Bu çalışmanın amacı; benign endikasyonlarla yapılan histerektomilerin preoperatif klinik endikasyonlarının ve postoperatif histopatolojik tanılarının değerlendirilmesidir.Gereç ve Yöntem: Mart 2013-Mayıs 2015 tarihleri arasında Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği’nde benign endikasyonlarla histerektomi uygulanan 170 hastanın klinik özellikleri ve postoperatif histopatolojik tanı raporları retrospektif olarak değerlendirildi.Bulgular: Hastaların yaş ortalaması 50.48±7.50 (min:38, max:74) idi. En sık histerektomi endikasyonu 77 olgu (%45.3) ile leiomyoma idi. Daha sonra sırası ile disfonksiyonel uterin kanama 50 (%29.49) ve endometrial hiperplazi 22 (%12.9) olarak tespit edildi. Diğer klinik endikasyonlar  uterus prolapsus 17 (%10), kronik pelvik ağrı 2 (%1.2) ve adenomyozis 2 (%1.2) idi. Histerektomi materyallerinin histopatolojik raporlarının değerlendirilmesi sonucunda, en yaygın patoloji leiomyoma 87olguda (%51.2), takiben adenomyozis 35 olguda (% 20.5) ve endometrial hiperplazi 31 (18.3) saptandı. Endometrial polip 10 olguda (%5.9) ve 7 olguda (%4.1) ise atrofik endometrium mevcuttu. 44 histerektomi materyalinde kombine patoloji tanımlandı. %50 oranında leiomyoma ve endometrial hiperplazi en yaygın kombibasyon olarak tespit edildi. Ayrıca histerektomi materyallerinin serviks incelemelerinde %64.7 ‘sinde kronik servisit olduğu gözlendi.Sonuç: 4. ve 5. dekatta açıklanamayan menometroraji, sekonder dismenore ve kronik pelvik ağrı ile başvuran hastaların tanısında ve tedavileri planlanırken mutlaka adenomyozis akla gelmelidir. Leiomyama ve endometrial hiperplazilerin yüksek oranda birlikteliğinden dolayı leiomyoma tanısıyla histerektomi planlanan olgularda menometroraji de mevcut ise endometrial örnekleme yapılmasının gerekli olduğu görülmektedir.