Splenik Arter Anevrizmalarında Endovasküler Tedavi ve Cerrahi


Yanar F., Canbay Torun B., İlhan M. B., Azamat İ. F., Gök A. F. K., Çakır M. S., ...Daha Fazla

14. ULUSAL TRAVMA VE ACiL CERRAHi KONGRESi, Antalya, Türkiye, 15 - 19 Kasım 2023, ss.1

  • Yayın Türü: Bildiri / Tam Metin Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Antalya
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.1
  • İstanbul Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Amaç: Gerçek splenik arter anevrizması (SAA) nadir görülmesine rağmen, görüntüleme tekniklerindeki gelişmeler sayesinde daha sık karşımıza çıkmaktadır. Bu çalışmanın amacı kliniğimizde SAA tanısı alan hastalara tedavi yaklaşım stratejilerimizi sunmaktır.

Yöntemler: Üçüncü basamak bir üniversite hastanesinde 2012-2020 yılları arasında gerçek SAA tanısı alan 13 hastanın özellikleri, tedavi yaklaşımları ve komplikasyonları retrospektif olarak değerlendirildi.

Sonuçlar: Splenik arter anevrizması tanısı alan 13 hastanın yedisi erkek, altısı kadındı. Hastaların yaşları 27 ile 73 arasında değişmekteydi; ortalama yaş 49.8±13.15 idi. Anevrizmaların çapları 17 mm ile 80 mm arasında idi ve ortalama çap 31,5 ±16 mm idi. Yedi hasta endovasküler (EV) yöntemle tedavi edilirken, 2 hastaya EV tedavinin başarısız olması nedeniyle cerrahi planlandı, ancak hastalar cerrahi tedaviyi kabul etmeyerek takip altına alındı. Anevrizma boyutları büyük olan ve rüptür riski yüksek olan iki hastaya anevrizmektomi ve splenektomi yapıldı. Sigmoid kolon tümörü nedeniyle ameliyat edilen ve anevrizma boyutu 17 mm olan bir hasta ve daha önce torasik aort disseksiyonu nedeniyle ameliyat edilip anevrizma boyutu 18 mm olan bir hastanın konservatif olarak takip edilmesine karar verildi. Ameliyat edilen iki hastadan birinde pankreas fistülü gelişti ve perkütan drenaj ile tedavi edildi. Diğer 12 hastada takipleri sırasında herhangi bir komplikasyon gelişmedi.

Tartışma: Splenik arter anevrizması tedavisi bireysel olarak planlanmalıdır. Endovasküler tedavi yöntemleri hemodinamisi stabil olan 2 cm’den büyük anevrizmalarda elektif şartlarda ilk tedavi seçeneği olarak düşünülmelidir. Rüptüre SAA'larda, hemodinamik olarak stabil olmayan hastalarda ve komplike SAA'larda konvansiyonel açık cerrahi yaklaşım tercih edilmelidir.