Milel ve Nihal, cilt.17, sa.2, ss.361-367, 2020 (Hakemli Dergi)
İktidarın meşruiyetinin kaynağı, toplumların “tanrı”, “evren” ve
“insan” algılarını içeren dünya görüşlerine bağlı olarak değişebilmektedir. Ancak değişmeyen, söz konusu meşruiyetin kutsallıkla
olan irtibatıdır. Tanrı, insan veya bambaşka bir kutsallıktan hareketle otoritesine meşruiyet kazandıran her iktidar, aynı zamanda
yeni kutsalları belirleme ve üretme yetkisini uhdesinde görmektedir. Şinasi Gündüz’ün Güç, İktidar ve Kutsal üst başlığıyla Hikav yayınlarından çıkan son eseri de temelde kutsal ve otorite arasındaki
ilişkiyi odak olarak seçmektedir. Daha öncesinde kutsal ve otorite
kavramları çerçevesinde yayınlarıyla bilinen Gündüz bu eserinde
kutsalı ve otoriteyi yalnızca kavramsal bir tartışma bağlamında ele
almayıp, kutsal ve otorite arasındaki ilişkinin tarihsel örneklerini birbirleriyle karşılaştırmalı olarak inceliyor. Bu açıdan kitap, özelde
otoritenin Batı toplumsal yapısındaki serüvenine odaklanmakla birlikte kutsal ve otorite arasındaki ilişkinin erken örneklerine uzanarak
adeta bir soykütük çalışması yapıyor. Otoritenin tarihini bir Din tarihçisinin gözünden aktaran eserin dikkat çeken yanlarından birisi
de İslam dininin söz konusu kutsal ve otorite kavramları bağlamında
kitapta yer verilen dinî geleneklerin tümünden ayrıştığına yönelik
vurgulara sahip olmasıdır. İslam’ın bu farklı tutumunu bilhassa Kuran’ın tanrı ve insan tasavvuru üzerinden ele alan Gündüz, esas itibarla bu farklılığın tevhid akidesinin gereği olarak belirdiğine işaret
ediyor.