Cumhuriyetin 100. Yılında Türkiye Ekonomisi, Ahmet İncekara,Salim Ateş Oktar, Editör, İstanbul Üniversitesi Yayınevi, İstanbul, ss.35-46, 2023
Her ne kadar bir darbe sonucu hazırlansa ve askeri bir vesayet altında yürürlüğe konulup bu vesayeti sürdürecek kurumlar oluştursa da yürütme erkine koyduğu sınırlamalar, kurduğu anayasa mahkemesi ve güçler ayrılığı gibi yeni prensipler nedeniyle 1961 Anayasasını liberal bir anayasa olarak kabul eden çalışmalar vardır. 20. yüzyılın başlarında ortaya çıkan Yeni Kurumsal İktisat Okulu ise demokrasi, hukukun üstünlüğü, yönetimde şeffaflık, güçlendirilmiş mülkiyet hakları gibi konuların ve anayasal düzenlemelerin ekonomik gelişme üzerinde önemli etkileri olduğunu ileri sürmektedir. Bu çalışmada, 1961 Anayasasının, dönemin kurumsal yapısını; ayrı bir erk olarak ortaya çıkan, askeri ve sivil birçok kurumla sınırlandırılan yürütme erkinin yetki ve sorumluluk alanı üzerinden nasıl şekillendirdiği incelenmiş ve tüm bunların ekonomik sonuçları analiz edilmiştir. Çalışmanın sonunda, 1961-1980 dönemi Türkiye ekonomisinin müdahaleci ve planlamacı yapısının, gerçekleştirilen demokratik anayasal reformlarla etkileşiminin Yeni Klasik İktisat önermeleri dahilinde incelenmesinin yeterli olmadığı anlaşılmıştır. Müdahale karşıtı olan Yeni Kurumsal İktisat teorisinin gerektirdiği serbest piyasa koşullarını taşımayan bu dönemin, alternatif olarak Tarihsel Kurumsalcıların organize edilmiş bir ekonomi modeli de göz önüne alınarak, patika bağımlılığı önermesi ile analiz edilmesi önerilmiştir.