Mezopotamya ve Anadolu'nun Kavşağında Bir Kent: Siverek Taih-Toplum-Kültür , İbrahim Özcoşar, Editör, Çizgi Kitabevi Yayınları, İstanbul, ss.393-424, 2022
Siverek, 19. Yüzyıl boyunca Diyarbakır Eyaleti’ne bağlı bir sancak olarak idare edilmiştir . Osmanlı’da 1867 vilayet düzenlemeleri kapsamında
Diyarbakır’ın idari yapısı yenilenince, Siverek’te kaymakamlık teşkilatı oluşturulmuştur. Bu dönemde Siverek Sancağına yapılan atamalarda, bölgede etkili
olan Karakeçili ve Milli aşiretleri arasındaki dengeleri gözetebilecek tecrübeli
idarecilerin tercih edildiği dikkati çekmektedir .
20. yüzyıl başlarında Diyarbakır Vilayetinde aşiretler arasındaki mücadelelerden kaynaklı sorunlar artmaya başlamıştır. Bölgede asayişin sağlanabilmesi amacıyla Siverek ve Viranşehir’de yeni bazı idari düzenlemelerin yapılması gündeme gelmiştir . Nitekim yapılan değerlendirmeler sonrası Sultan
II. Abdülhamid’in emri ile Siverek’te mutasarrıflık, Viranşehir’de ise kaymakamlık
teşkilâtları oluşturulmuştur (25 Ocak 1908) .
Osmanlı’da mutasarrıflık idari birimi, genellikle kazadan büyük, vilayetten küçük birinci sınıf sancakların yönetiminde tercih edilen bir teşkilattı. Mutasarrıflık sistemi Cumhuriyet döneminde de bir süre uygulanmış, 1926 yılı
vilayet düzenlemeleri sonrasında tamamen kaldırılmıştır5
.
Siverek Sancağı, yaklaşık on beş yıl boyunca mutasarrıflık olarak idare
edildikten sonra Reisicumhur Gazi Mustafa Kemal Paşa imzalı 1923 tarihli bir kararname ile vilayet statüsüne çıkarılmıştır. Siverek Vilayeti, 1926 düzenlemesi ile
tekrar değişime uğramıştır. Alınan yeni bir kararla Siverek’te üç yıl süren il
idaresine son verilmiştir. Böylece Siverek tekrar kaza statüsüne getirilmiş ve
Urfa’ya bağlanmıştır (21 Temmuz 1926) .
Bu makalede, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemleri arşiv belgeleri ışığında
Siverek Sancağında önce mutasarrıflık teşkilâtının, ardından da vilayet idaresinin oluşturulması ele alınacaktır. Ayrıca bu süreçte bölgeye atanan yöneticilerin icraatlarına, aşiretlerin yönetime etkisine ve gündemde olan tartışmalara
değinilecektir.