İnfaz Kurumlarında Uyuşturucu Bağımlısı Mahkûmların Tedavi Hakkı: Wenner v. Almanya Kararı (AİHM)


Erbaş R.

Ceza Hukuku Dergisi, cilt.15, sa.42, ss.175-206, 2020 (Hakemli Dergi)

  • Yayın Türü: Makale / Tam Makale
  • Cilt numarası: 15 Sayı: 42
  • Basım Tarihi: 2020
  • Dergi Adı: Ceza Hukuku Dergisi
  • Derginin Tarandığı İndeksler: TR DİZİN (ULAKBİM)
  • Sayfa Sayıları: ss.175-206
  • İstanbul Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Tutuklu ve mahkûmların ülkede geçerli olan sağlık hizmetlerinden hür bir birey gibi yararlanma hakları vardır. Sırf bu hukuki durumları nedeniyle bu kişiler, sağlık hizmetlerinin sunulmasında ayrımcı muamelelere maruz bırakılmazlar. Bu hak, Avrupa Cezaevi Kuralları ve BM Nelson Mandela Kuralları olmak üzere uluslararası belgelerde de teyit edilmiş temel bir ilkedir. Bu çalışmanın konusunu, AİHM’nin 2016 yılına ait Wenner v. Almanya kararı ekseninde ceza infaz kurumlarında tedavi hakkı oluşturmaktadır. Karar konu olan olayda, 40 yılı aşkın bir süredir opiyat (eroin) bağımlısı mahkûmun kendisine uyuşturucu ikame tedavisi uygulanması talebi söz konusudur. Ancak Alman makamları, cezalandırmanın meşru bir amacı olarak kişinin rehabilitasyonu amacıyla kişinin bu talebini reddederek mahkûma arındırma (detoksifikasyon) tedavisi uygulamayı seçmiştir. Ancak uygulanan bu tedavi, yine de Almanya’nın AİHM önünde mahkûm olmasının önüne geçememiştir. Mahkeme, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 3. maddesinde düzenlenen işkence yasağının ihlal edildiğine karar vermiştir. Bu doğrultuda çalışmada ilk olarak olayın ulusal (Alman) hukuk makamları ve AİHM önündeki maddi ve hukuki geçmişine yer verilecektir. Sonrasında ise AİHM’in değerlendirmeleri, (1) ceza infaz kurumlarında ikame tedavisinin sağlanmasına yönelik tartışmalar, (2) cezaların infazının amaçlarından resosyalizasyon amacının sınırı olarak işkence ve onur kırıcı davranış yasağı, (3) eğer bir tedavi yöntemi tartışmalı ise ve ceza infaz kurumundaki bir mahkûm tarafından talep edilmiş ise devletlerin pozitif yükümlülüğünü sağlamış olmak için nasıl bir yol izlemesi gerektiği şeklindeki üç noktadan hareketle incelenecektir.

Prisoners are entitled to have a right to access to the same health services just as the free people enjoy in the country. In that regard, they cannot be discriminated because of their legal status. This is one of the fundamental principles in providing health care that is ensured by the international legal documents, inter aliathe Nelson Mandela Rules (UN) and European Prison Rules. This study explores the right to health of prisoners in the light of the case of Wenner v. Germany, the ECtHR, 2016. In that case, the applicant, addicted to heroin for almost 40 years, was denied drug substitution treatment in the prison. Rather he was subject to drug detoxification (withdrawal) to rehabilitate the prisoner as a legitimate aim of the punishment. However, this did not prevent Germany from being sentenced before the ECtHR. The Court held that there is a violation of Article 3 of the Convention. In that respect, at the outset, this study summarizes the facts and legal background of the case before the German prison authorities and domestic courts and the arguments before the ECtHR. Then the study analyzes the assessments of the Court through the following points; (1) the controversial feature of the substitution treatment in prisons, (2) the prohibition of torture and inhuman treatment as a limit of the resocialization of the prisoners as one of the aim of the punishment and finally (3) should a treatment be controversial and requested by an inmate in the prison, which path the State should follow to ensure the fulfillment its positive obligations.