Dikkat Eksikliği/Hiperaktivite Bozukluğunda Egzersizin Rolü: Klinik ve Hayvan Modeli Çalışmalarına Bir Bakış


Ünver R.

6. Ulusal Psikoloji Lisansüstü Öğrencileri Kongresi 2 “Bozulan Ezberler, Değişen Sorular, Yeni Yaklaşımlar” , Ankara, Türkiye, 6 - 09 Haziran 2024, ss.52-53

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Ankara
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.52-53
  • İstanbul Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), çocukluk döneminde başlayan ve yaşam boyu devam eden bir nörogelişimsel bozukluktur. DSM-5'e göre, DEHB belirtileri dikkat eksikliği, hiperaktivite ve/veya dürtüsellik düzeylerinin artmasıyla karakterizedir. Bu belirtiler, bireyin yaşamında işlevsellik kaybına neden olabilir ve çeşitli alanlarda olumsuz etkilere yol açabilir. Farmakolojik tedaviler genellikle dopamin ve norepinefrin düzeylerini artırarak beyin kimyasında değişiklik yapar. Bununla birlikte, bu ilaçların bazı yan etkileri ve tolerans sorunları olabilir. Farmakolojik ve davranışsal müdahaleler sıkça kullanılsa da, son araştırmalar egzersizin DEHB semptomlarının yönetimindeki potansiyel faydalarını araştırmıştır. Bu rapor, hem klinik hem de hayvan modeli çalışmalarından yararlanarak egzersizin DEHB üzerindeki etkilerini sunmayı amaçlamaktadır. Yeni araştırmalar egzersizin DEHB olan bireylerde bilişsel işlev ve davranış üzerinde olumlu bir etkisi olabileceğini öne sürmektedir. Örneğin, inhibisyon kontrolü, çalışma belleği ve dikkat süreçlerini iyileştirebileceği gösterilmiştir (Chang vd., 2012). Ayrıca, düzenli fiziksel aktivitenin, DEHB'li bireylerde hiperaktivite ve dürtüsellikte azalmalarla ilişkilendirildiği, ruh hali düzenlemesi ve genel iyilik halinde iyileşmeler getirdiği gözlemlenmiştir (Lambourne ve Tomporowski, 2010). Spontan hipertansif sıçan çalışmaları davranışsal ve nörobiyolojik benzerlikleri nedeniyle DEHB'yi incelemek için yaygın olarak kullanılmaktadır (Sagvolden, 2000). SHR'lerde yapılan çalışmalar, koşu bandı ve yüzme gibi egzersiz müdahalelerinin DEHB benzeri davranışları azaltabileceğini ve bilişsel fonksiyonları iyileştirebileceğini göstermektedir. Bu etkiler, dopamin sentezi artması gibi nörotransmitter aktivitesindeki değişikliklerle ilişkilendirilmiştir (Kim vd., 2011). SHR'lerde yapılan egzersiz müdahalelerinin, DEHB patofizyolojisinde rol oynayan çeşitli beyin bölgelerini ve nörotransmitter sistemlerini modüle ettiği gösterilmiştir (Robinson vd., 2012). Özetlemek gerekirse, hem klinik hem de hayvan modeli çalışmaları, egzersizin DEHB semptomları ve bilişsel fonksiyonlar üzerinde olumlu bir etkisinin olduğuna dair ikna edici kanıtlar sunmaktadır. Altta yatan mekanizmaları açıklığa kavuşturmak ve egzersiz müdahalelerini optimize etmek için daha fazla araştırmaya ihtiyaç olsa da, fiziksel aktivitenin DEHB tedavi planlarına entegre edilmesi, farmakolojik ve davranışsal müdahalelere ek bir yaklaşım olarak umut vadetmektedir.