Sistemik Skleroz Olgusunda Pulmoner Hipertansiyon, Grup 1? Grup 3? Tedavi?


Creative Commons License

Altan G., Bilge A. K., İnanç M., Okumuş N. G.

6. Ulusal ADHAD kongresi, Antalya, Türkiye, 31 Ekim - 03 Kasım 2024, ss.30-31, (Tam Metin Bildiri)

  • Yayın Türü: Bildiri / Tam Metin Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Antalya
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.30-31
  • Açık Arşiv Koleksiyonu: AVESİS Açık Erişim Koleksiyonu
  • İstanbul Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Giriş: Sistemik skleroz (SSc) multisistemik bir hastalık olup pulmoner arteriyel hipertansiyonun (PAH) yanı sıra sol

kalp hastalığı, interstisyel akciğer hastalığı, kronik tromboembolik hastalık, pulmoner venookluziv hastalık gelişimine yol

açarak pulmoner hipertansiyon (PH) oluşturabilir. Bu yazıda SSc’ ye bağlı, farklı mekanizmalarla ortaya çıkan PH olgusu

sunulmuştur.Olgu: Altmış beş yaşında erkek hasta 3 yıldır devam eden ve son 6 aydır artan nefes darlığı şikayetiyle başvurdu. Üç

yıl önce başka bir merkezde kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) tanısıyla başlanan inhaler tedaviden fayda görmediği

öğrenildi. Son 1 yıldır nefes darlığı nedeniyle sık sık başvurduğu acil polikliniklerde KOAH atak tedavileri almıştı. Diyabetes

mellitus ve hipertansiyon haricinde bilinen ek hastalığı yoktu. Fizik muayenesinde nabız sayısı 89/dk, solunum sayısı 18/dk,

oda havasında SpO2 %88 ve Dünya Sağlık Örgütü fonksiyonel sınıfı (DSÖ-FS) 3-4 idi. Akciğer oskültasyonunda bilateral

orta ve alt zonda belirgin selofan raller, kalp oskültasyonunda ikinci kalp sesinin pulmoner komponentinde sertleşme duyuldu.

Bilateral +1 pretibial ödemi, ağız açıklığında azalma, el parmaklarında sklerodaktili ve Raynaud fenomeni bulunmaktaydı.

Klinik olarak SSc düşünülen hastanın antinükleer ve anti topoizomeraz 1 (Scl-70) antikorları pozitif saptandı, romatoloji

birimimizce değerlendirilerek SSc tanısı konuldu. Pro-BNP 1739 pg/mL ve 2 lt/dk oksijen desteğiyle yapılan 6 dakika yürüme

mesafesi (6DYM) 232 metre idi. Solunum fonksiyon testinde zorlu vital kapasite (FVC) %62 (2620 mL), 1. saniyedeki zorlu

ekspiratuvar hacim (FEV1) %69 (2280 mL), FEV1/FVC oranı 87 ve karbon monoksit difüzyon kapasitesi %18 olarak ölçüldü.

Kontrastlı toraks bilgisayarlı tomografide tromboemboli saptanmadı, her iki akciğerde traksiyon bronşektazileri, interlobüler

septal kalınlaşmalar ile bazallerde ve subplevral alanlarda belirgin bal peteği alanları görüldü (Resim 1). Ekokardiyografide

ejeksiyon fraksiyonu %66, tahmini sistolik pulmoner arter basıncı 109 mmHg, zirve triküspit yetersizlik akım hızı 500 cm/sn,

sağ kalp boşluklarında dilatasyon ve triküspit kapakta +3 yetmezlik olması nedeniyle yapılan sağ kalp kateterizasyonunda prekapiller

tipte PH saptandı (Tablo 1).Ventilasyon/perfüzyon sintigrafisinde pulmoner emboli düşündürecek perfüzyon defekti

yoktu. Multidisipliner konseyimizde hiçbir immünsüpresif tedavinin var olan tabloyu düzeltmeyeceği düşünüldüğünden,

progresif pulmoner fibrozis kabul edilerek nintedanib, PH nedeniyle sildenafil ve intravenöz epoprostenol başlandı. Tedavi

altında çok hızlı düzelme saptanan hastanın altıncı ay kontrolünde DSÖ-FS 2’ye, pro-BNP 1739 pg/mL’den 138 pg/mL’ye

geriledi, 6DYM ise 232 m’den 345 m’ye yükseldi. Tedavinin sekizinci ayında üst solunum yolu enfeksiyonuna sekonder

enfektif atakla kötüleşti ve kaybedildi.Tartışma: Olgumuz PAH spesifik tedavilerden oldukça fayda gördü. SSc olgularında

özellikle de interstisyel tutulum varsa tedavi planlaması güçtür. Bu olgularda ülkemizde hala onaylı bir ilaç bulunmaması ve

var olan ilaçların kliniği kötüleştirme olasılığı nedeniyle multidisipliner yaklaşımla dikkatli karar vermek gerekir.