1. Türkiye Dinler Tarihi Kongresi, Ankara, Türkiye, 29 - 30 Eylül 2023, ss.38-40
XIX. yüzyılın sonu itibarıyla
Hıristiyanlığın ilk çağlarına ait pek çok el yazması metnin varlığı gün yüzüne
çıkarıldı. Kanon dışı kabul edilen bu metinlerin iki bin yıllık geçmişe sahip
Hıristiyan inancında sarsıcı değişiklikler yapmadığı düşünülse de erken
Hıristiyan tarihine dair bilgimizi güncellediği ve yeni perspektifler sunduğu
inkâr edilemez. Çünkü apokrif olarak etiketlenen bu literatür, bir yönüyle
erken Hıristiyan inancının teşekkül sürecini yansıtmaktadır. Bu sayede İsa
sonrasındaki sözlü geleneğin yazıya nasıl aktarıldığı, erken Hıristiyan
cemaatlerin nasıl oluştuğu ve aralarında ne türden tartışmaların yaşandığı
konularında kanonik metinler ve gelenek üzerinden şekillenen tarihsel kurguyu
tamamlayıcı ya da ona alternatif farklı senaryolara ulaşmaktayız. Hiç şüphesiz Epistula Apostolorum olarak bilinen eser
bu türden metinler içerisinde hayli dikkat çekici bir içeriğe ve niteliğe
sahiptir.
Epistula
Apostolorum, isimleri eserde zikredilen İsa’nın on
bir havarisi tarafından Gnostik yazarlar Simon Magus ve Cerinthus’un öğretileri
hakkında bütün Hıristiyan kiliselere hitaben yazılan uyarıcı ve asıl öğretiyi
savunucu nitelikte açık bir mektup görünümündedir. Her ne kadar “mektup” olarak
nitelense de metin, kısa bir İncil içeren ve diyaloglarla devam eden bir
apokalipstir. Ancak mektupvari bir girişle başlamasından ötürü Epistula olarak adlandırılmıştır. Bu
yönüyle yazınsal açıdan farklı türleri birleştiren, dolayısıyla herhangi edebi
türle sınırlandırılamayan bir yapıya sahiptir. Bu çalışmada Epistula Apostolorum metninin iki esas
niteliği olan apokaliptik ve apolojetik muhtevası, yazıldığı dönemde cari olan
Hıristiyanlık yorumlarıyla karşılaştırmalı olarak incelenecektir. Ayrıca Epistula’nın yazıldığı muhtemel yer ve
tarih bilgisi ile muhatap kitlesinin kimliğini öngörmeye imkân sunan
tartışmalar değerlendirilerek metnin etkileşim çemberi keşfedilmeye
çalışılacaktır.