Çocuk İstismarı ve İhmali Paneli: Şiddetin Değerlendirilmesi


GÖZEN D.

36.Pediatri Günleri ve 15. Pediatri Hemşireliği Günleri, İstanbul, Türkiye, 8 - 11 Nisan 2014, cilt.14, sa.1, ss.198

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Cilt numarası: 14
  • Basıldığı Şehir: İstanbul
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.198
  • İstanbul Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Çocuğa karşı şiddet; çocuk istismarı, çocuklara kötü muamele, çocuğun sağlığı, yaşamı, gelişimi ve onuru açısından
fiili ya da olası zararla sonuçlanan her türlü fiziksel ya da duygusal zarar verici davranış, fiziksel-cinsel istismar, ihmal,
ticari ya da başka amaçlı sömürü olarak tanımlanmaktadır. Tüm tanımlarda temelde eşit olmayan güç ilişkisi yer almaktadır.
Şiddete maruz kalan çocuğun fiziksel hasar görmesinin yanı sıra beyin ve zeka gelişiminde sorunlar, ileriki yaşlarda
da etkileri görülen ruhsal sorunlar yaşadıkları bildirilmektedir (Thibert AA, Salman HF 2013; Çamurdan AD, Yalın A,
Gökler B ve ark 2011; Paavilaienen E, Tarkka MT 2003). Şiddet genellikle fiziksel ya da psikolojik olarak direkt çocuğa
yöneltilen davranışlar şeklinde düşünülmekte ancak ihmal ve sömürünün de Birleşmiş Milletler (BM) Çocuk Hakları
Komitesi tarafından izlenmesi gereken şiddet biçimleri kapsamında yer aldığı BM Çocuğa Karşı Şiddet Araştırmasında
bildirilmektedir (Thibert AA, Salman HF 2013). Şiddete uğradığından şüphe edilen çocuğun değerlendirilmesinde ilk aşama
olan öykü alma çocukla iletişimin başlaması ve yeterli gözlem imkanı sağlaması açısından önemlidir. Şiddet olgularının
adli olgular olması nedeniyle çocuğun, ailenin ya da çocuğun bakımından sorumlu kişinin vereceği bilgilerin ayrıntılı
şekilde kaydedilmesi, görüntü- ses kayıtlarının delil olarak alınması ve acil girişimlerin uygulanması belirli bir sıra düzeni
içinde dikkatle gerçekleştirilmelidir (Kuğuoğlu S 2004; Kara B, Biçer Ü, Gökalp AS 2004; Aktepe E 2009). Multidisipliner
yaklaşım gerektiren şiddet olgularının değerlendirmesinde öykü alınırken sorulacak soruların açık uçlu olarak, çocuğu
yönlendirmeden ve konuşmak istemediğinde zorlama yapılmadan sorulması, tüm verilerin eksiksiz kaydedilmesi önemlidir
(Gözen D, 2012). Travmaya maruz kalan çocuklarda gerek çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişim düzeyinin gerekse travma
şiddetinin kesin olarak belirlemesinde güvenilir olan yöntemlerin kullanılması önerilmektedir (Çamurdan ve ark 2011;
Honor G 2014). Laboratuar değerlendirmesi için delil niteliğindeki bulguların özenle korunarak alınması ve güvenli
şekilde laboratuara gönderilmesi delillerin kullanımında büyük önem taşımaktadır (Çamurdan ve ark 2011; Gözen D
2012). Çocuğun psiko-sosyal yönden değerlendirmesinde davranışlarının gözlemi birçok ipucu verecektir. Multidisipliner
olarak gerçekleştirilen yeterli ve nitelikli gözlem doğru değerlendirmenin yanısıra çocuğun ileride yaşaması olası şiddetten
korunmasını sağlayacaktır (Kazez A 2010; Depanfilis D 2006). Şiddet olgularının değerlendirmesi kapsamında çocuk
ve aileye ait risk faktörlerinin de dikkatle incelenmesi gerekmektedir. Çocuğa karşı şiddeti değerlendirmesi gereken tüm
sağlık ekibi üyelerinin olası şiddet olgularını atlamaması açısından yaş gruplarına göre çocuğa ait risk faktörleri konusunda
bilgi sahibi olması önemlidir (Çamurdan AD, Yalın A, Gökler B ve ark.2011; Depanfilis D 2006; Honor G 2014).
Sonuç olarak multidisiplier yaklaşım gerektiren istismar olguları için risk faktörlerini belirleme, şüphe duyulan olguların
bildirimini gerçekleştirme, tıbbi ve bilimsel olarak tüm değerlendirme sonuçlarını doğru şekilde tanımlayabilmede tüm
sağlık çalışanlarına sorumluluk düşmektedir (Honor G 2014).