15. Ulusal Meme Hastalıkları Kongresi, Antalya, Türkiye, 17 - 20 Ekim 2019, ss.176-177
Giriş-Amaç:
Meme kanseri cerrahi tedavisinde implant ile birlikte cilt koruyucu teknikler giderek artan oranlarda kullanılmaktadır.
Çalışmamızın amacı kas önü (KÖİ) ve kas altı implant (KAİ) konulan hastaların klinik sonuçlarının değerlendirilmesidir.
Gereç-Yöntem:
Mayıs 2017 – Mayıs 2019 yılları arasında operabl meme kanseri tanısı ile mastektomi yapılıp KÖİ veya KAİ konulan hastalar
demografik veriler, cerrahi teknik ve komplikasyonlar açısından kıyaslandı. Komplikasyon gelişimini etkileyen faktörler analiz
edildi.
Bulgular:
Çalışmaya uygun bulunan 79 hastanın ortanca yaş 46 (27-71) olarak bulundu. Hastaların patolojik evreleri: duktal karsinoma
in situ (DKİS) %17, evre I %25.5, evre IIA %31.2, evre IIB/IIIA %23.3 olduğu saptandı. On iki (%15.6) hastaya neo-adjuvan
kemoterapi verildi. 79 hastaya 88 mastektomi (9 bilateral) yapıldı. Cerrahi olarak 72 (%81.9) meme başı/areola koruyucu (27’si
TUTOPATCH® ile), 16 (%18.1) deri koruyucu mastektomi yapılırken, 38 memeye (%43.2) KÖİ, 50 memeye ise (%56.8) KAİ
yerleştirildi. KÖİ konulanlarda ortalama implant koyma süresi daha kısa (KÖİ:20 dakika, KAİ:40 dakika; p<0,001) ve
postoperatif analjezik ihtiyacı (KÖİ:2 gün, KAİ:7 gün; p<0,001) daha azdı. Cilt iskemisi 11 hastada (%12.5), implant kaybı ise 8
hastada (%9) gözlendi. KÖİ ve KAİ’lı hastalarda cilt iskemisi ve implant kaybı açısından anlamlı fark yokken, KÖİ’lı hastaların
ortalama yatış süresi daha kısaydı (KÖİ:1,65gün; KAİ:2,74gün p=0,001). Her iki grupta da implant kaybına anlamlı derecede
etki eden faktör cilt iskemisi olarak tespit edildi.
Tartışma-Sonuç:
KÖİ konulan hastalar ile KAİ konulan hastalar arasında komplikasyonlar açısından anlamlı fark yoktu. KÖİ konulan hastaların
implant konma süreleri, yatış süreleri daha kısa ve postoperatif analjezik ihtiyaçları daha azdı. Erken sonuçlar KÖİ’ların cilt
iskemisi beklenmeyen hastalarda daha iyi bir seçenek olduğunu göstermektedir.
Objective:
Skin sparing techniques with implants are increasingly used in breast cancer surgery. The aim of this study is to assess clinical
outcomes of patients with pre-pectoral implants (PPI) and sub-pectoral implants (SPI).
Materials and Methods:
Between May 2017 and May 2019, patients with a diagnosis of operable breast cancer and underwent mastectomy with
either PPI or SPI were assessed. Patients’ demographics, surgical techniques, complications, and early postoperative
outcomes were analysed.
Results:
Median age of 79 patients were 46 (27-71). Pathology reported stage 0 (17%), stage I (25.5%), stage IIA (17%), and stage
IIB/IIIA (23.3%) disease. Twelve (15.6%) patients had neoadjuvant chemotherapy. A total of 88 mastectomies (9 bilateral)
over 79 patients were conducted. Surgical technique was nipple-sparing mastectomy for 72 (81.9%) (27 with TUTOPATCH®)
and skin-sparing mastectomy for 16 (18.1%) procedures. Thirty-eight (43.2%) had PPI and 50 (56.8%) had SPI. Median implant
insertion time was shorter for PPI (PPI:20 min., SPI:40 min.; p<0,001) and postoperative need for analgesia was also less for
PPI (PPI:2 days, SPI:7 days; p<0,001). Skin ischemia and implant loss were present in 11 (12.5%) and 8 (9%) patients
respectively. There was no significant difference for skin ischemia and implant loss for PPI and SPI groups whereas length of
hospital stay was shorter for PPI patients (PPI:1,65 days; SPI:2,74 days; p=0,001). Skin ischemia was the only factor that is
significantly effecting implant loss.
Conclusions:
There were no significant difference for complications between PPI and SPI patients. PPI patients had shorter implant
insertion time, shorter hospital stay, and less need for analgesia. Early result demonstrates that PPI are a reasonable choice
for patients that less likely to face skin ischemia.