Gelişen Ülkelerde Metropoller/Mega Kentler ve Şiddet


Ayman S. G.

İSTANBUL METROPOLÜNDE GÜVENLİK: İNSAN HAKLARI VE SİVİL TOPLUM PERSPEKTİFİ SEMPOZYUMU, İstanbul, Türkiye, 20 Mayıs 2024, ss.1-4

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: İstanbul
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.1-4
  • İstanbul Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

GELİŞEN ÜLKELERDE METROPOLLER/MEGA KENTLER ve ŞİDDET

S. Gülden AYMAN (Prof. Dr., İstanbul Üniversitesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi, Siyaset bilimi ve Uluslararası ilişkiler Bölümü Öğretim Üyesi)         

Güney ve Doğu Asya’da yüksek kentsel nüfus artışı oranları dikkat çekmektedir. Bu demografik eğilimin devlet açısından istikrar ve güvenlik üzerinde derin etkileri bulunmaktadır. Hızlı ve yönetilmeyen kentleşme süreci yerel gerilimleri ve devletin zafiyetini arttırmaktadır.

Gelişmekte olan ülkelerde kentleşmenin temel açmazı, fiziksel güvenliğin ve barınma, su ve sağlık hizmetleri gibi diğer temel ihtiyaçların devlet kurumlarınca karşılanmadığı durumlarda çoğunlukla şiddet yanlısı grupların devreye girmesi ve kendi otoriteleri altında genişleyen gayri resmi yerleşimler yaratmasıdır.

Metropollerin/Mega kentlerin dünyanın birçok bölgesinde, özellikle de Asya, Latin Amerika ve Afrika'da geliştiği dikkat çekmektedir. Bu şehirlerin hızla büyümesi genellikle kırsal alanlardan gelen göçmenlerin ya da çatışmalardan kaçanların kentsel alanlara yönelmesi sonucu ortaya çıkmaktadır. Göçmenler genellikle altyapı ve hizmetlerden yoksun olan gayri resmi kentsel yerleşim alanlarına yerleşmektedirler. Devlet varlığının hissedilmediği veya devletin varlığının önemli ölçüde zayıfladığı alanlarda suçlular ve diğer devlet dışı aktörler vatandaşların ihtiyaç duyduğu hizmetlerin sağlayıcıları haline gelebilmektedir.

Bu çalışmada Pakistan’ın iki büyük kenti; Karaçi ve Lahor şehirleri üzerinde yoğunlaşılacaktır.  18  milyona yaklaşan nüfusuyla Pakistan’ın Sind eyaletinin merkezi olan Karaçi dünyanın en kalabalık 12. kenti iken ülkenin Pencap eyaletinin merkezi olan ve  Karaçi'den sonra Pakistan'ın en büyük ikinci büyük şehri ve başlıca sanayi ve ekonomi merkezlerinden biri olan Lahor ise 14 milyonu geçen  nüfusuyla dünyanın en büyük 21. kenti olarak karşımıza çıkmaktadır.

Karaçi ve Lahor’daki çatışmalar iki ana başlık altında incelenmektedir. Bunlardan biri farklı devlet-dışı aktörler arasında (dini gruplar, etnik gruplar ve öğrenciler/siyasal partilerin gençlik örgütleri) gerçekleşenler diğeri ise devletin temsilcileri (ordu, para-militer güçler) ile cihatçı militanlar arasında gerçekleşenlerdir. İlkinin daha ziyade sosyo-ekonomik bir karaktere sahip olduğu ve Karaçi’nin Hindistan’dan Müslüman göçü (1947-51) kadar Sovyet işgali sonrasında Afganistan’dan gelen Peştunlar nedeniyle de değişen etnik yapısıyla ilgili olduğu görülmektedir. Peştun karşıtı isyanlar, Ahmedilere, Şiilere yönelik şiddet ve Sindhilerle Muhacirler ve Sufilerle Deobandiler arasında yaşanan çatışmalar bu kategoriye girmektedir. Siyasi-dini bir karaktere sahip, devletin varlığını sorgulayan ve rejimi değiştirmeye çalışan aktörlerin ortaya çıkışı ise 1980’ler ve sonrasında Talibanın Pakistan’a gelmesiyle bağlantılıdır. Bunların en güçlüsü El-Kaide ile yakın ilişki içinde olan ve 2007’den bu yana farklı grupları aynı çatı altında toplayan Pakistan Talibanıdır (Tehriki Taliban Pakistan).  

Karaçi ve Lahor’da şiddet olaylarının incelenmesi dünyanın mega kentlerinde devlet ve devlet dışı aktörler arasında var olan ilişkiler hakkındaki kalıplaşmış bakış açısı ve kavramsallaştırmaların tekrar gözden geçirilmesine yol açacak önemli veriler sunmaktadır. Ayrıca bu olaylar yasa dışı suç örgütleriyle terör örgütlerinin ilişkisini bir kez daha gözler önüne sermekte polisin de yolsuzluğu bulaştığı durumlarda özellikle yoksul halk kesimlerinin ne denli büyük bir mağduriyet yaşadığına dikkatimizi çekmektedir.

Çalışmada suça bulaşmış devlet dışı grupların faaliyet gösterdikleri daha geniş politik ve ekonomik çevre ile nasıl bir bağlantı içinde oldukları değerlendirilecek ve ayrıca devlet otoritesini yeniden güçlendirmek için gösterilen çabaların neden gerçek bir başarıyla sonuçlanmadığı da sorgulanacaktır.

              

               Anahtar kelimeler: Metropoller/mega-kentler ve şiddet, Güney Asya’da kentleşme ve şiddet, Göç ve şiddet, yolsuzluk ve terör, Sindhi-Muhacir çatışması, Muhacir Kavimi Hareketi (Mohajir Qaumi Movement)-Peştun çatışması, Pakistan Talibanı (Tehriki Taliban Pakistan), Beluc Kurtuluş Ordusu

 


METROPOLIES/MEGA CITIES AND VIOLENCE IN DEVELOPING COUNTRIES


S. Gülden AYMAN (Prof. Dr., Istanbul University, Faculty of Political Sciences, Department of Political Science and International Relations)


High urban population growth rates are noteworthy in South and East Asia. This demographic trend has profound effects on stability and security for the state. The rapid and unmanaged urbanization process increases local tensions and the weakness of the state.

The main dilemma of urbanization in developing countries is that when physical security and other basic needs such as shelter, water and sanitation are not met by state institutions, violent groups often step in and create informal settlements that expand under their authority.

 

               It is noteworthy that metropolis/megacities have developed in many regions of the world, especially in Asia, Latin America and Africa. The rapid growth of these cities generally occurs as a result of immigrants from rural areas or those escaping from conflicts heading to urban areas. Migrants generally settle in informal urban settlements that lack infrastructure and services. In areas where the state presence is not felt or where the state presence is significantly weakened, criminals and other non-state actors can become providers of services that citizens need.

              

               In this study; the focus will be on two large cities of Pakistan Karachi and Lahore. Karachi, the center of Pakistan's Sindh province, with a population of nearly 18 million, is the 12th most populous city in the world, while Lahore, the center of the country's Punjab province and the second largest city and one of the main industrial and economic centers of Pakistan after Karachi, has a population exceeding 14 million.

 

               The conflicts in Karachi and Lahore are examined under two main headings. One of these is between different non-state actors (religious groups, ethnic groups and students/youth organizations of political parties) and the other is between representatives of the state (army, para-military forces) and jihadist militants. The first one seems to have a rather socio-economic character and is related to Karachi's changing ethnic structure, as a result of Muslim immigration from India (1947-51) as well as Pashtuns coming from Afghanistan after the Soviet occupation.

 

               Anti-Pashtun riots, violence against Ahmadis, Shias, and conflicts between Sindhis and Muhajirs and Sufis and Deobandis fall into this category. The emergence of actors with a political-religious character who question the existence of the state and try to change the regime is related to the arrival of the Taliban in Pakistan in the 1980s and later on. The strongest of these is the Pakistani Taliban (Tehriki Taliban Pakistan), which has close relations with Al-Qaeda and has gathered different groups under the same roof since 2007.

 

       Examining the violent incidents in Karachi and Lahore provides important data that will lead to reconsideration of stereotyped perspectives and conceptualizations about the relations between state and non-state actors in the world's megacities. In addition, these incidents once again reveal the relationship between illegal criminal organizations and terrorist organizations, and draw our attention to the great suffering that poor people, especially, experience when police are involved in corruption.
 

               The study will evaluate how criminal non-state groups are linked to the broader political and economic environment in which they operate, and will also question why efforts to re-strengthen state authority have not resulted in real success.

               

       Key words: Metropolises/mega-cities and violence, urbanization and violence in South Asia, Migration and violence, corruption and terrorism, Sindhi-Muhajir conflict, Mohajir Qaumi Movement (Mohajir Qaumi Movement)-Pashtun conflict, Pakistani Taliban (Tehriki Taliban Pakistan), Baloch Liberation Army.