Pankreatik nöroendokrin tümörlerin morfolojik varyantları ve histopatolojik analizi: tek merkez vaka serisi


Berker N., Büyük M., Güllüoğlu M.

33. Ulusal Patoloji Kongresi, Antalya, Türkiye, 12 - 16 Kasım 2024, cilt.8, ss.61, (Özet Bildiri)

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Cilt numarası: 8
  • Basıldığı Şehir: Antalya
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.61
  • İstanbul Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Amaç: Bu çalışmada pankreatik nöroendokrin tümörlerin (PanNET) literatürde az sayıda bildirilen morfolojikvaryantlarının sıklığını belirlemek ve bu varyantların diğer histopatolojik prognostik verilerle ilişkisini araştırmakamaçlandı.Gereç-Yöntem: 2010-2024 yılları arasında NET tanısı alan 82 adet pankreas rezeksiyon materyali belirlendi. Tümöriçeren preperatlar retrospektif olarak tekrar değerlendirilerek konvansiyonel NET morfolojisi dışında özelliklertaşıyan tümörler, literatür verileri eşliğinde varyant olarak sınıflandı. Lenfovasküler invazyon (LVİ), perinöralinvazyon (Pİ) ve dezmoplazi varlığı değerlendirildi. Demografik veriler, tümör çapı, lenf nodlarının durumu patolojiraporlarından elde edildi.

Bulgular: Hastaların 45’i (%55) kadın, 37’si (%45) erkek olup, tanı sırasındaki yaş ortalaması 51 (15-77 yaş) idi.Ortanca tümör çapı ve Ki67 proliferasyon skoru sırasıyla 2,7 cm (0,8-14 cm) ve %5 (1-60) bulundu. Vakaların 17’si(%21) grade 1, 59’u (%72) grade 2, 6’sı (%7) grade 3’tü. Morfolojik incelemede 20 (%24) vaka varyant olarakbelirlendi. Bunların 6’sı hepatoid, 5’i plazmasitoid/diskoheziv, 2’si lipidden zengin, 1’i paraganglioid, 3’üpeliotik/anjiyomatöz, 1’i psödoglandüler, 1’i mikst plazmasitoid/diskoheziv ve hepatoid, 1’i ise mikst paraganglioidve pleomorfik varyant idi. Onkositik, duktuloinsular, meme tubulo-lobüler karsinom benzeri ve sklerozan varyantgörülmedi. Geniş eozinofilik sitoplazmalı tümörlerin sınıflandırılmasının (onkositik vs hepatoid) diğer varyantlaragöre zor olduğu dikkati çekti. Literatürde agresif klinik gidişle ilişkilendirilmiş varyantlar (hepatoid, lipidden zengin,plazmasitoid/diskoheziv) ile Ki67 proliferasyon skoru, grade, LVİ, PNİ ve patolojik evre arasındaki ilişkiaraştırıldığında, ortalama Ki67 proliferasyon skoru agresif grupta istatistiksel olarak anlamlı olarak daha yüksek(%17 vs %6) (p=<0,001) iken, diğer parametrelerle varyantlar arasında anlamlı fark bulunmadı. Vakaların 26’sında(%31) dezmoplazi vardı. Dezmoplazinin agresif varyantlar, tümör çapı, grade, LVİ, PNİ ve patolojik evreyle ilişkisiistatistiksel olarak anlamlı bulunmadı.

Sonuç: PanNET’lerin morfolojik varyantlarını irdeleyen literatür bilgisi, nadir görülmeleri nedeniyle sınırlıdır.Çalışmamızda geniş vaka serisinde bu varyantların sıklığı ortaya konmuştur. Agresif gidişli varyantlar nedeniylevaryant bilgilerinin standart patoloji raporlarında bulunması gereklidir. Ayrıca küçük biyopsilerde veya metastatikdokularda tanısal zorluk yaratabileceğinden bu morfolojik varyantların bilinmesi önemlidir.