İSTEM, vol.18, no.35, pp.1-15, 2020 (Peer-Reviewed Journal)
Abd al-Rahman b. Muāwiya took under his control
al-Andalus in 139/756 and rebuild Umayyad administration, which was destroyed
by Abbasids in the East. Spanish Umayyads has developed the diplomatic
relations with its neighbours like Castile, Leon, and Aragon kingdoms in the
Iberian Peninsula from its establishment until 422/1031 when collapsed. It is
known that these relations had firstly started towards the middle of the 3-9th
century when the Byzantine Empire, from outside the peninsula, sent an ambassador
to Abd al-Rahman II. Shortly after the ambassador arrived in Cordoba, Abd
al-Rahman II sent a group of ambassadors to the Vikings and the Roman-German
Empire. Therefore, the Spanish Umayyads had established the diplomatic
relations with the important states of the period. At the reign of Caliph Abd
al-Rahman al-Nāsir, who declared the caliphate in al-Andalus in 317/929, the relations
of the state reached a wider geography thanks to the new tie with the Caspians like
the continuing connections to the other empires. The diplomatic relations had
some effects and contributions on the fields such as economy, science and art in
addition to its political results. In this context, the article tries to
explain the diplomatic relations between the Spanish Umayyads and the Byzantine
Empire and its effects on scientific life and art in al-Andalus.
Abdurrahman b. Muâviye’nin 139/756 yılında Endülüs
idaresini kontrolü altına almasıyla, doğuda Abbâsîler tarafından yıkılan Emevî devleti
Endülüs’te yeniden hayat bulmuştur. Endülüs Emevî Devleti kuruluşundan yıkıldığı
422/1031 yılına kadar geçen yaklaşık üç yüzyıllık dönem boyunca İber
Yarımadası’ndaki komşu Kastilya, Leon ve Aragon gibi Hıristiyan krallıkların
yanı sıra çeşitli devletlerle ikili ilişkiler geliştirmiştir. Bu ilişkilerin
yarımada dışıyla ilk kez III/IX. yüzyılın ortalarına doğru Bizans İmparatorluğu
tarafından II. Abdurrahman’a gönderilen bir heyetle başladığı bilinmektedir. Bizans
elçisinin Kurtuba’ya gelişinden kısa bir süre sonra aynı hükümdar döneminde
Vikingler ve Roma-Germen İmparatorluğu’na elçi gönderilmiş, böylece Endülüs
Emevî Devleti’nin dönemin önemli devletleriyle diplomatik münasebetler kurması
sağlanmıştır. 317/929 yılında Endülüs’te halifeliği ilan eden Abdurrahman
en-Nâsır döneminde Bizans İmparatorluğu ve Roma-German İmparatorluğu’yla devam
eden diplomatik münasebetlere Hazarlarla tesis edilen ilişkiler de eklenerek
devletin ilişkileri daha geniş bir coğrafyaya ulaşmıştır. Söz konusu diplomatik
münasebetlerin siyasî sonuçlarının yanı sıra ekonomi, ilim ve sanat gibi
alanlar üzerinde etkileri ve katkıları da görülmüştür. Bu çalışma, Endülüs
Emevî Devleti ile Bizans İmparatorluğu arasındaki diplomatik münasebetleri ve bu
münasebetler yoluyla Endülüs’te ilmî hayatta ve sanat alanında görülen Bizans
etkilerini incelemeyi hedeflemektedir.