Kapalı Maraş Sorunu: 2021 Kısmi Açılım Girişimi, Birleşmiş Milletler’in Yaklaşımı ve Mülkiyet Sorunu Üzerine Bir Inceleme


Creative Commons License

YÜKSEL C., ERÇAKICA M.

İstanbul hukuk mecmuası, cilt.81, sa.1, ss.227-260, 2023 (ESCI) identifier identifier

  • Yayın Türü: Makale / Tam Makale
  • Cilt numarası: 81 Sayı: 1
  • Basım Tarihi: 2023
  • Doi Numarası: 10.26650/mecmua.2023.81.1.0008
  • Dergi Adı: İstanbul hukuk mecmuası
  • Derginin Tarandığı İndeksler: Emerging Sources Citation Index (ESCI), TR DİZİN (ULAKBİM)
  • Sayfa Sayıları: ss.227-260
  • İstanbul Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

1974 yılından beri sivil yerleşime ve ziyarete kapalı olan Kapalı Maraş, aslında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin egemenlik sınırları içerisindedir ve askeri bölge statüsünde bulunmaktadır. Kapalı Maraş’ın bir kısmının yerleşime açılmasına yönelik girişim, bölgeyi yeniden tartışılan bir konu haline getirmiştir. Adada çözüm istediğini Annan Planı döneminde yapılan referandumla ispatlayan taraf, Kıbrıslı Türklerdir. Kapalı Maraş’ın bir bölümünü açma girişiminde bulunan taraf ise, Türkiye ve Kıbrıslı Türkler olmuştur. Yine de Kıbrıs sorununa ilişkin en fazla eleştirilen ve kınanan aktörler de onlardır. Bu eleştirileri bertaraf etmek için, Kapalı Maraş’ın açılmasına yönelik adımlar çok dikkatli atılmalıdır. Şu anda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde bulunan Taşınmaz Mal Komisyonu da konunun önemli bir parçasıdır, çünkü Kapalı Maraş’ın açılacak olan kısmına ilişkin mülkiyet konusunda başvurular, Taşınmaz Mal Komisyonu’nun önüne gelecektir. Komisyon, bu konuda dikkatli ve etkin bir iç hukuk yolu olma özelliğini koruyan kararlar üretmelidir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde bulunan Yüksek İdare Mahkemesi’nin Kapalı Maraş’a ilişkin başvurularda, 20 Temmuz 1974 tarihli tapu kayıtlarının esas alınmasına ilişkin kararı, özellikle Vakıflar İdaresi’nin çeşitli mülkiyet hakkı iddiaları bakımından bir sorun teşkil etmektedir, zira Kapalı Maraş’a ilişkin 20 Temmuz 1974 tarihindeki kayıtlar, mülk sahibi olarak Kıbrıslı Rumları işaret etmektedir. Vakıflar İdaresi iddialarını gerek uluslararası gerekse ulusal arenada kanıtlarıyla birlikte gündeme getirmelidir. İlgili Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararları doğrultusunda Kapalı Maraş’ın güven arttırıcı önlemler kapsamında ele alınabilmesinin önünün açıldığı, bu durumda Kıbrıslı Türklerin de Kapalı Maraş açılımını doğru adımlarla değerlendirerek, karşılığında bir kazanım elde edebileceği unutulmamalıdır.
Varosha is actually within the sovereignty of the Turkish Republic of Northern Cyprus and has been closed to civilian settlement and visits since 1974. This unit of Famagusta is known to have the status of a military zone. The attempt to open part of Varosha to settlement has made this area an important matter again. Turkish Cypriots were the party that demonstrated a desire to resolve the Cyprus problem through the Annan Plan referendums. The parties that attempted to open part Varosha to settlement were the Republic of Türkiye and the Turkish Cypriots. Nevertheless, they are the actors who are most criticized regarding the Cyprus problem. In order to eliminate these criticisms, the steps for opening Varosha to settlement should be taken very carefully. The Immovable Property Commission currently falls within the borders of the Turkish Republic of Northern Cyprus and is also an important part of the issue. Applications regarding the ownership of properties in Varosha will come before the Immovable Property Commission, and the Commission should make decisions to prove it is an effective domestic remedial mechanism. The decision of the Supreme Court regarding the Turkish Republic of Northern Cyprus to take the land registration records from July 20, 1974 as a basis for ownership applications in Varosha poses a problem, especially in terms of the various property rights claims of the Cyprus Foundations Administration (Kibris Vakıflar İdaresi). The records dating from July 20, 1974 regarding Varosha indicate Greek Cypriots as the property owners. The Cyprus Foundations Administration should bring its claims to the fore, both internationally and nationally, with substantial evidence. Under the relevant United Nations Security Council Resolutions, one should not forget that opening Varosha to settlement can be considered a confidence-building measure, and Turkish Cypriots can also gain benefits in this case by opening Varosha to settlement.