Kriter Yayınevi, İstanbul, 2022
2011 yılından bu yana OECD
tarafından hesaplanmakta olan daha iyi yaşam endeksi, insan ve dolayısıyla
toplum refahının sadece gelir ile ölçülmesine dayalı geleneksel yaklaşımlara
yeni bir bakış açısı getirmiştir. Daha iyi yaşam endeksinin yaşam standardı
ölçümünde geliri, kişi başına gelir düzeyi olarak kabul etmekte olan insani
gelişme endeksinden en büyük farkı; geliri, tasarruf edebilme düzeyi ve temel
ihtiyaçlarını karşılayabilme oranı şeklinde ele almasıdır.
İnsani gelişme endeksi; sağlık
(doğumda beklenen ömür), eğitim (eğitimde geçirilmesi beklenen süre, eğitimde
ortalama olarak geçirilen süre) ve yaşam standardı (kişi başına GSMH) şeklinde
üç bileşen kullanılarak ölçülmektedir.[1] Daha
iyi yaşam endeksinde ise, çalışmanın ilerleyen kısımlarında ayrıntılı bir
biçimde açıklanacak olan 11 boyut ve 41 alt gösterge kullanılarak çok daha kapsamlı
bir ölçüm gerçekleştirilmektedir.
Ülkemizde TÜİK tarafından
hesaplanan daha iyi yaşam endeksi (yaşam kalitesi endeksi), min-maks yöntemiyle
normalize edilmiş alt göstergelerin ağırlıklı ortalamasına dayanmaktadır.[2] Bu
çalışmada, Çağlar(2020)’ın 81 il için gerçekleştirmiş olduğu “İllerin Yaşam
Kalitesi: Türkiye İstatistik Kurumu Verileriyle Veri Zarflama Analizi’ne Dayalı
Bir Endeks”[3]
adlı çalışmasındaki yöntem aynen benimsenerek (bu çalışmada çıktılara ilişkin
ağırlıkların sınırları farklı alınmıştır), Marmara Bölgesi’ndeki illerin daha
iyi yaşam endeksleri çıktı yönlü CCR model ve güvenli bölge veri zarflama
analizi (DEA/AR) ile ayrı ayrı hesaplanmıştır. Etkin bulunmayan illerin etkinsizliklerinin
hangi göstergelerden kaynaklanmakta olduğu, illerin birbirine referans olma
durumları ortaya konmuş, her bir il için ayrı ayrı açıklamalar yapılmıştır.
İllerin yaşam kalitesinin VZA
ile ölçülmesinin en önemli avantajlarından bir tanesi, etkinsizliğe sebep olan
göstergelerin kolayca tespit edilebilmesi ve etkin olmayan illerin
etkinleşebilmeleri için hangi ili, ne oranda örnek alması gerektiğini ortaya
koymasıdır. Böylece, bir ilin yaşam kalitesini yükseltme yolunda atılacak
adımlarda; çok boyutlu, karmaşık, içinden çıkılması görece zor bir durumdan
çıkılmakta, uygulanması mümkün olan, önümüzde hazır örnekleri bulunan, bir
diğer deyişle, etkinliğini sağlamış olan illerin örnek alınmasıyla, daha pratik
kararlar alınabilmekte ve bunun sonucunda da daha hızlı bir iyileştirmenin önü açılmış
olmaktadır.
Bu çalışmada TÜİK’in 2015 yılına
ait iller bazındaki yaşam endeksi verileri kullanılmıştır.[4]
Söz konusu veriler 2022’ye girdiğimiz bu günler için eski sayılabilir ancak
ileride daha güncel verilerle yapılacak çalışmalar için kıyaslama imkânı
sağlayabilecektir. Marmara Bölgesi’ndeki illerin daha iyi yaşam endekslerinin 2015’ten
bu yana ne ölçüde değiştiği, etkinsizliğe sebep olan göstergelerin zaman
içindeki seyirleri gözlemlenebilecektir.
[1] http://hdr.undp.org/sites/default/files/hdr2020_technical_notes.pdf, 2.
[2]
TÜİK Haber Bülteni, İllerde Yaşam Endeksi 2015, Sayı: 24561, 22 Ocak
2016.
[3]
Çağlar, A. (2020). İllerin Yaşam
Kalitesi: Türkiye İstatistik Kurumu Verileriyle Veri zarflama Analizi’ne Dayalı
Bir Endeks. Eskişehir Osmangazi
Üniversitesi İİBF Dergisi, C:15, S:3, 875-902.
[4]
https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Illerde-Yasam-Endeksi-2015-24561