13. Ulusal Meme Hastalıkları Kongresi, 2015, Antalya, Türkiye, 21 - 25 Ekim 2015, ss.1
Amaç:
Tanı esnasında aksilla pozitif hastalarda neoadjuvan kemoterapi (NAK) sonrası
sentinel lenf nodu biyopsisinin (SLNB) negatif olduğu hastalarda aksiller
diseksiyonun (AD) göz ardı edilip edilemeyeceği halen tartışmalıdır. Bu
çalışmada SLNB’nin bu hasta grubunda güvenle yapılabilirliliği ve özellikle
fayda görecek grubun belirlenmesi amaçlandı.
Gereç-Yöntem:
Tanı esnasında biyopsi ile doğrulanmış aksiller metastazı olan, NAK tedavisi
sonrası radyoizotop ve mavi boya ile kombine SLNB ve tamamlayıcı AD uygulanmış
2008 ile 2012 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Onkoloji enstitüsüne
başvurmuş 185 hastanın verileri geriye dönük olarak incelendi. Klinik
özellikler ile SLNB ve AD sonrası elde edilen patolojik veriler
karşılaştırıldı.
Bulgular:
Hastaların tamamı kadın olup ortalama yaşı 47 olarak saptandı. Hastaların 115’i
( % 62,2 ) premenapozal, 3’ü ( % 1,6 ) perimenapozal ve 67’si ( % 36,2 )
postmenapozal dönemdeydi. Hastaların çoğu evre IIB (53.5 %, n=99) ve IIIA (33
%, n=61) meme kanseri olarak saptandı. En sık tümör tipi beklendiği gibi
invazif duktal karsinom (89.7 %, n=166) idi. Hastaların 61’inde ( % 33 ) NAC
sonrası patolojik tam yanıt izlendi. 107 ( % 57,8 ) hastaya meme koruyucu
cerrahi uygulanırken 78’ine ( % 42,2 ) mastektomi uygulandı. Sentinel lenf nodu
177 ( % 95,7 ) hastada başarı ile tespit edildi ve doğruluk oranı % 93,2
(165/177) olarak saptandı. Doğruluk oranı estrojen reseptör pozitif hastalarda
% 93,2, HER2 pozitif hastalarda % 96,9 ve tripple negatif hastalarda % 95,2
olarak bulundu. Yanlış negatiflik oranı tüm hastalarda % 10,7 idi. ER pozitif,
HER2 pozitif ve tripple negatif hasta gruplarında bu oran sırası ile % 15,6, %
5,5 ve % 8 olarak saptandı. Tüm gruplarda negatif prediktif değer % 84 ve
sensitivite % 89,2 olarak saptandı.
Tartışma: Aksiller lenf nodu diseksiyonu evreleme için
önemli bilgiler sunması ve metastatik hastalığı ortadan kaldırması nedeni ile
metastatik hastalığın idaresinde belirleyici unsur olmaya devam etmekte. Ancak
AD lenfödem, kronik ağrı gibi hayat standardını düşüren morbiditelere neden
olabilir. Daha az morbiditeye sahip SLNB’nin NAK sonrası yapılması, bildirilmiş
olan yüksek yanlış negatiflik oranları ve düşük doğruluk ve tespit edilme
oranları nedeniyle halen tartışmalıdır.
SENTİNA çalışmasında NAK sonrası
ikincil SLNB ile %60.8 tespit edilme ve %51.6 yanlış negatiflik oranları
bildirilmiştir (1). Bu çalışmada NAK sonrası cerrahiye yönlendirilecek hasta
grubunda NAK öncesi SLNB önerilmemektedir. Bir çok çalışma NAK sonrası SLNB ile
%10 civarında yanlış negatiflik oranı bildirmiştir (1,2). Yapmış olduğumuz
çalışmada tespit edilme oranı %95.7 ve yanlış negatiflik oranı diğer
çalışmalarla benzer olup %10.7’dir.
Tümör reseptör durumları göz önüne alındığında yanlış negatiflik oranın
triple negatif ve HER2 pozitif hasta gruplarında ER pozitif gruba göre daha
düşük olduğu saptandı. Neoadjuvan kemoterapi sonrası SLNB yapılması planlanan
hastaların bu alt gruplardan seçilmesi, söz konusu konsepte yeni başlayan
cerrahların daha yüksek özgüven ile işlemi sonuçlandırmaları daha olası
görülmektedir.
Sonuç:
Sentinel lenf nodu biyopsisi elde edilen bu sonuçlara göre teknik olarak
güvenle uygulanabilir olarak değerlendirildi, ancak lokal ileri evre meme
kanserlerinde kullanımı rutin olarak kabul görmemekte. Triple negatif ve HER2
pozitif hasta gruplarında yüksek duyarlılık ve düşük yanlış pozitiflik oranı
nedeni ile SLNB uygulaması, NAK sonrası bu hasta gruplarında tercihen
uygulanabilir.