İktisat Dergisi, pp.5-15, 2012 (Peer-Reviewed Journal)
Turkey has experienced important changes under the Justice and Development Party (AKP) during 2000s and by 2010s Turkish foreign policy evolved into a point that differs from its traditional tendencies. From the very early years of the republic's foundation till 2000's, the main aim of the Turkey's foreign policy was to secure the status quo agreed in Lausanne Peace Treaty. And second important aspect of traditional Turkish foreign policy was the Western oriented policies. In this article it is argued that the AKP period brought out some new tendencies to Turkish foreign policy: Moderate Islamism and sect (Sunni) based foreign policy orientations are among the most salient new tendencies that AKP has brought to the scene. Sect based orientation became clear first in relations with Iraq's centra! government in late 2000's and then went forward at the Syria crisis. The reasons behind leaving the short lived foreign policy concept of "zero problem with the neighbors" and replacing it with an aggressive foreign policy with motives of neo-Oltomanism are evaluated and tried to be explained.
AKP ile 2000'ler boyunca yaşanan değişim 2010lara gelindiğinde Türk Dış politikasının geleneksel eğilimlerinden önemli ölçüde farklılaşmış bir tablo ortaya çıkardı. Kuruluştan yakın tarihe kadar Türk dış politikasının temel amacı Lozan Antlaşması ile oluşan statükonun korunması olmuştur. Geleneksel Türk Dış politikası denince üzerinde yaygın bir mutabakat olan ikinci prensip olarak ise "Batıcılık" sayılmaktadır. Çalışmada AKP ile Türk dış politikasına bazı yeni kavrayış ve prensiplerin girdiği ya da genişlediği ileri sürülüyor. Yeni olarak giren nosyonlar ilimli islamcılık ve mezhep eksenli siyaset olarak karşımıza çıkıyor. Türkiye'nin 2000'lerin sonunda Mezhebe dayalı siyaset izlenmesi önce Irak içi gelişmelerde ardından Suriye konusunda gündeme gelmiş ve giderek Ortadoğu'daki diğer konulara doğru yayılma eğilimi göstermeye başlamıştır. Çalışma içerisinde AKP'nin yeni-Osmanlıcılık çerçevesinde araçsalîaştırdığı "komşularla sıfır sorun" politikasını neden terk ederek, Suriye krizi ile birlikte mezhep temelli bir ittifaka liderlik etmeye çalıştığı açıklanmaya çalışılmaktadır.