6. Uluslararası İnsan, Toplum ve Sürdürülebilir Kalkınma Araştırmaları , Tunis, Tunus, 2 - 05 Mayıs 2023, ss.204, (Özet Bildiri)
Salâ tarihi süreçte diğer
cami musikisi uygulamalarından farklı olarak günlük ibadet alanı dışında
kendisine yer bulabilen önemli bir dinî musiki formudur. Zira salâ ölümleri
duyurmak, toplumsal sevince ortak olmak, milli ve manevi coşkuyu artırmak
amacıyla okunduğu gibi bir takım olağanüstü hadiseleri, büyük felaketleri haber
vermek amacıyla da icra edilmiştir. Savaş gibi toplumsal reflekslerin üst
seviyede olduğu durumlarda dini ve milli unsurlar öncelikle akla gelmiş ve dinî
musiki her zaman bir araç olarak varlığını sürdürmüştür. Bunun en bariz örneğini mehterde görmekteyiz.
Tertibinde Kur’ân-ı Kerîm tilaveti de bulunan mehter marşlarında dini unsurların
yoğun olarak bulunması ordunun direncini artırıp motivasyonuna katkı
sağlamıştır. 15 Temmuz darbe girişimine karşı minarelerden okunan salâlar da
milletimizin birlik ve beraberlik ruhunu perçinlemiş, cesaretini, moralini üst
seviyelere taşımıştır. Bu meyanda 15
Temmuz Darbe Girişimi sürecinde gece yarısı başlayan ve sabaha kadar devam
eden; Hicaz, Uşşak, Hüseynî ve Dilkeşâverân gibi makamlarda okunan salâların
halkın cesaret ve metanetini artırdığı gözlemlenmiştir. Başarısızlıkla
sonuçlanan darbe girişimi esnasında canlarını feda eden 15 Temmuz Şehitleri
için bir rahmet ve minnet habercisi olarak icra edilen salâ formu müteakip
senelerde birlik, beraberlik, kardeşlik konusunda farkındalık oluşturmak
amacıyla gece yarısından başlayarak sabahlara kadar 81 ilde icra edilmeye devam
etmektedir. Bu sunumumuzda Türk Din Musikisi formu olan salânın 15 Temmuz Darbe
Girişimi sürecindeki icraları ve önemini ortaya koymaya çalıştık. Türkiye
genelinde 90 bin camiden aynı anda okunan salâların müzikal açıdan toplum
üzerindeki etkilerini irdelemeye gayret ettik.