Akut fulminan fungal rinosinüzit olgusu: mukormikoz


Konyaoğlu H., Yazkaç C., Akın A., Medetalibeyoğlu A.

Geleneksel İç Hastalıkları Günleri İnteraktif Güncelleştirme 2022, Sakarya, Türkiye, 24 - 27 Mart 2022, ss.74

  • Yayın Türü: Bildiri / Tam Metin Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Sakarya
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.74
  • İstanbul Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

nvazif akut fungal rinosinüzitler, genellikle Mucorales ailesinden küf mantarları(Mucor, Rhizopus, Absidia spp.) bağlı ortaya çıkan (Mukormikoz) nadir ancak mortalitesi yüksek infeksiyonlardır. Çoğunlukla immünkompromize hastalarda görülen Mukormikoz en sık rinoserebral tutulumla seyretmekle beraber pulmoner, deri, gastrointestinal sistem, merkezi sinir sistemi tutulumlarıyla ve daha nadir olmak üzere dissemine infeksiyon olarak da prezente olabilmektedir. Kontrolsüz diyabet, hematolojik maligniteler, solid organ tranplantasyonları, ciddi nötropeni, uzamış glukokortikoid kullanımı, kronik böbrek yetmezliği, HIV risk faktörleri arasındadır. Diyabetik hastalarda en sık rinoserebral from; hematolojik malignitesi olan ya da kemik iliği nakli yapılmış hastalarda rinoserebral ve pulmoner form daha sık görülmekteyken dissemine form immünitesi daha ileri derecede baskılananlarda karşımıza çıkmaktadır. İnhalasyon yoluyla alınan mantarların neden olduğu infeksiyon sıklıkla paranazal sinüslerden başlayarak, yüz, göz ve buruna doğru yayılır. Hastalar genellikle yüz ağrısı, yüzde ödem, baş ağrısı, ateş gibi şikayetlerle başvururlar; burun akıntısı şikayetlere eşlik edebilir. İnfeksiyonun yayılmasıyla dokularda nekroz nedeniyle siyah renk değişimi de klinik tabloya eklenir. Mukormikoz hızlı yayılan agresif bir infeksiyon olduğundan tanısı hızla konulmalı ve acilen tedaviye geçilmelidir. Tanıda klinik şüphe çok önemlidir, risk faktörleri olan hastalarda fizik muayene bulguları ve radyolojik görüntülemeyle tanı akla getirilmelidir. Altta yatan hastalığın kontrolü, erken antifungal tedavi ve erken cerrahi debridman tedavinin temelini oluşturmaktadır. Antifungal tedavide ilk tercih lipozomal Amfoterisin B olmakla birlikte, Posakonazol ve İsavukonazol’de tedavi seçenekleri arasında yer almaktadır. Mutlaka erken antifungal tedavi yanı sıra acil olarak cerrahi debridman da eklenmelidir. Erken tanı ve tedaviyle iyileşme şansı olmakla birlikte tüm bunlara rağmen hastalar yine de kaybedilebilmektedir. Bu sebeple Mukormikoz tanısı risk faktörü olan hastalarda her zaman hatırlanması gereken akla geldiğinde tedavide dinamik davranılması gereken bir tablodur. Olgumuzda bilinen tip 2 diyabet, kronik böbrek yetmezliği, ülseratif kolit ve multipl myelom(1 yıl önce nüks) tanılı 58 yaşında erkek hasta yüzde şişlik ve ağrı, burun akıntısı şikayetleriyle İTF Acil Dahiliye’ye başvurdu. Hastaya yapılan fizik muayene, laboratuvar testleri ve radyolojik görüntüleme bulgularıyla risk faktörleri de göz önüne alındığında Mukormikoz tanısıyla antifungal tedavisi başlandı ve acil operasyon planlandı. Erken klinik şüpheyle tedavisi erken başlanan hasta tüm çabalara rağmen kaybedildi. Bu olgu sunumumuzla mortalitesi son derece yüksek olan ve acil müdahele gerektiren Mukormikoz olgularına dikkat çekmeyi ve risk faktörleri olan hastalarda ayırıcı tanıda mutlaka düşünülmesini amaçladık.